kendi oynadığımız oyunlar arasından biz de ufak bir ödül seremonisi yapalım bari, şu sıcak salı gününde oyalar belki biraz.
en iyi first person shooter: sadece çıkışıyla tüm fps dünyasını yerle bir ettiği için bu ödülü aslında half life hakediyor, ama senaryolu kısmını bir türlü oynma fırsatım olmadığı için kişisel ödülümü veremiyorum bu oyuna. onun yerine call of duty 2'yi seçmek durumundayım. çıkışıyla bitirmem bir olmuştu, senaryo falan yalan ama atmosfer mükemmeldi.(honorable mention: quake 2)
en iyi real time strategy: kendi ödüllerimiz değil mi anasını satayım? e o zaman red alert 2 tabii ki. yıllarca oynadığım, sıkıldıkça tekrar kurup tekrar oynadığım, hem görevlerine hem de senaryosuna hasta olduğum, içinde tanya gibi über bir hatunun bulunduğu bir oyundan bahsediyoruz. başında en çok vakit geçirdiğim oyunlardan biri. (honorable mention: age of empires 2)
en iyi turn based strategy: işte bu kategori rakipsiz. civilization demeyeni bir kaşık suda boğarlar. bu kadar micromanagement'a bağlayan ve bundan mazoşistçe zevk almanızı sağlayan başka bir oyun yapılmadı daha. ha hangi versiyonunu seçersin derseniz şu an itibariyle 3 derim. 4 de iyiydi ama 3'ün yansıttığı hava daha bir güzeldi sanki. (honorable mention: medieval total war)
en iyi spor oyunu: dananın kuyruğunun koptuğu yer. elimizde koskocaman iki tane seri var, pes ve cm serileri. bunların arasından direkt bir seçim yapmak kolay olmasa da, bu yazıyı yazarken en çok hangi oyunda sabahladığımı, başından kalkamadığımı farkettim. cevap: championship manager 01 02 (honorable mention: pro evolution soccer 6)
