"bütün çekingenliklerim yok olmuştu. bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek, bütün iyi ve fena, kuvvetli ve zayıf taraflarımla, en küçük bir noktayı bile saklamadan, çırçıplak ruhumu onun önüne sermek için sabırsızlanıyordum. ona söyleyecek ne kadar çok şeylerim vardı.. bunların, bütün ömrümce konuşsam bitmeyeceğini sanıyordum. çünkü bütün ömrümce susmuş, zihnimden geçen her şey için: 'adam sen de, söyleyip de ne olacak sanki? ' demiştim. eskinden her insan hakkında, hiçbir esasa dayanmadan, sırf mukavemet edilmez bir hissin, bir peşin hükmün tesiriyle nasıl: 'bu beni anlamaz! ' demişsem, bu sefer bu kadın için, gene hiçbir esasa dayanmadan, fakat o yanılmaz ilk hisse tabi olarak: 'işte bu beni anlar! ' diyordum.." Kürk Mantolu Madonna nın baş kahramanı Raif Efendi nin Maria Puder için söyledikleri bunlar. Her insanın açıkça söylese de, söylemese de karşısına çıkmasını isteyeceği türden bir insan. Romanın sonlarında kendisine çok kızıyorsunuz lakin o son birkaç sayfa o kadını gözünüzde inanılmaz bir yere getiriyor. Maria Puder i daha yakından tanımak için ülkemizde hakkettiği değeri görememiş sayısız değerli sanaçtıdan biri olan Sabahattin Ali nin bu müthiş eserini okuyalım. Emin olun götürdüğü zamanı, büyük güzellikler olarak (mana bilene) geri getirecektir.