mustafa kemal, istanbul'un işgal altında olduğu günlerde, pera palas otelinde tek başına yemek yerken, bir kaç masa ötede yemek yiyen yüksek rütbeli ingiliz subayları onu tanırlar. garsonu çağırırlar ve gördükleri adamın meşhur "çanakkale aslanı, sarı paşa" olup olmadığını sorarlar. garson evet deyince, "git kendisine söyle masamıza buyursun da kendisine bir içki ikram edelim" derler. garson mustafa kemal'e gider ve utana sıkıla durumu anlatır. mustafa kemal ingilizlere bakarak der ki: çocuk, git söyle, misafir olanlar onlar. çok istiyorlarsa onlar benim masama buyursunlar, ben onlara bir içki ısmarlayayım. *
not: insanı insan yapan onurudur. padişahın kızını alıp *, köşklerde saraylarda keyif sürmek yerine, cephelerde helak olup, genç yaşta sirozdan ölmek de olsa olsa onurlu bir hayatın olası sonudur.