her şey, başlayıp yazmak ve bitirip susmak arası bir karmaşada başladı. kelimeler ön sırada katıldı yaşamaya, insan ilk konuşmayı da bundan öğrendi, tanrı tepti zehirli meyve gibi kelimeleri ağzımıza. "yiyin!" dedi konuştuk, "doyun!" dedi sustuk.
tanrı, kelimeler, sen ve ben.
burada başbaşayız işte. kader diyesim geliyor bazen hevesli hevessiz ama kader tanrının zaman anlayışıdır diyor içim, susuyorum. doyuyorum kelimelere aslında o sıra.
çalar saatlerin hep aynı anı çaldığı bir şehir hayal et şimdi, çalar saatlerin anlardan çaldığı bir zamanlılık şehri. ve tut ki zamana geldi vakitler. çalmaya yeltendi çalar saatler zamandan. sen başka bir zamandan gelip çalar saatini bu an'a ayarlayandın ve burada başladı kaderin ortak oluşu. az zaman vardı, birazdan çalar saat çalacaktı zamandan.
bu yazıyı sana yazdım,
ya da bu yazı kendini sana yazdı, beni sana...
koru kendini (ve beni.)..