nedense, bunların birçoğu genel kurmay gibi makamlara bağlı arşivlerde bulunurken, konjönktür tamamen dincileştirildikten sonra çıkıverdi piyasaya. 80 yıl sakla, konjonktürü dincileştir, ondan sonra ortaya çıkar ve vatanperver dinamiği ortadan kaldırarak türkiye'deki ulus-devlet anlayışının içini boşalt. boşalt ki halk artık şu küreselleşmeye karşı daha bir sıcak bakar olsun. niye mi?
"yeni dünya düzeni'nin temsilcisi, önemli kuramcı ve stratejistlerinden biri olan, abd'li ünlü zengin david rockefeller, günümüzden 18 yıl önce, haziran 1991'de, küresel sermayeyi yönlendirip, güçlendiren en önemli kuruluşlardan biri olan üçlü komisyon (trilateral commission)'da yaptığı konuşmada, yeni dünya düzeni ile hedeflenenin seçkin elitlerin ve zenginlerin, ulusüstü egemenliğine dayalı dünya hükümeti olduğunu, çok açık olarak söylüyor ve diyor ki: "the washington post, the new york times, time magazine ve diğer büyük yayın organlarının yöneticilerine toplantılarımıza katıldıkları için, bizi kırk yılı aşkın bir süredir destekledikleri için müteşekkiriz. bu yıllar boyunca halkın denetimine maruz kalmış olsaydık, dünya ile ilgili tasarımızı asla geliştiremezdik.
fakat, şu anda dünya, dünya hükümetine doğru ilerlemek için, daha donanımlı ve hazır. entelektüel bir seçkinin ve dünya bankacılarının ulusüstü egemenliği, geçmiş asırlarda uygulanan ulusal özdenetime kıyasla, kesinlikle daha makbuldür." bu beyan aynı zamanda, küresel sermayenin arkasında ne kadar büyük medya desteği olduğunu, ve küresel gücün "dünya hükümetini" gerçekleştirme faaliyetlerini david rockefellerın ifadesine göre 1921'den bugüne 88 yıldır sürdürmekte olduklarını ortaya koymaktadır. yeni dünya düzeni ve onun stratejik aracı olan küreselleşme ile neyin hedeflendiği, böylesine yetkili bir kişi tarafından, ancak bu kadar açık olarak ifade edilebilir.
yeni dünya düzeninin bir başka kuramcısı olan, amerikan dış politika araştırmaları enstitüsü başkanı r. strausz hupe ise hedefi, daha somut bir şekilde ortaya koyuyor ve bir makalesinde bunu şöyle ifade ediyor: "vatanseverlik bu yüzyılın en güçlü gerici kuvvetidir. mal ve hizmetlerin serbest dolaşımını engeller, ekonomik ve kültürel gelişimi durdurur. amerikan halkının misyonu, milli devletleri tarihe gömmek, onların kalan halklarını, daha küçük birimlerde birleştirmek ve elindeki güç ile, düzenin muhtemel sabotörlerini caydırmaktır. önümüzdeki 50 yılda gelecek amerika'nındır.""
şimdi söyleyeceğim odur ki, bu son zamanlarda olup bitenler, ergenekon meseleleri, atatürk'çülüğün içinin boşaltılmaya çalışılması, muhsin yazıcıoğlu'nun uçağının düşmesi, uğur mumcu'nun öldürülmesi, eşref bitlis'in uçağının düşmesi gibi olayların bütünü, küresel bir planın parçasıdır.
(bkz: düzenin muhtemel sabotörlerini caydırmak) ama maalesef ki halk bunu kavrayamaz çünkü bunu kavrayabilecek donanıma sahip olması sürekli engellenir. bunda basın yayın ve eğitim kurumlarının yönlendirmelerindeki büyük etkisi aşikardır. yukarıdaki yazıda da bu ifade edilmiştir. neyse, şuan ortada olup bitenler gösteriyor ki atatürk büstlerinin kaldırılma sürecine temel teşkil edecek olan konjonktür oluşturulmaya çalışılıyor.