Elbette söylenecek şey çoktur. Ekşi'de olsun, burada olsun uzun paragraflarla bezeli gerçekten kaliteli yazılar var.
Hepimizin malûmudur, Michael Jackson nam-ı diğer "The King of Pop", takma adından da anlaşılacağı üzere bir devre, özellikle bir müzik türüne adını değil altın harflerle yazmak, adeta kazımıştır.
Rock dediğinizde akla kim gelir ? Elvis Presley. John Lennon. Tina Turner. Hani en basitinden. Elbet isimler çoktur.
Peki pop denildiğinde ? Tartışmasız Michael Jackson.
Hepimizin çocukluğunda, gençliğinde mutlaka bir dönem olsun geçmiştir MJ. Düşünüyorum. Şimdilerde de bile internette olsun, televizyonda olsun, çeşitli yazılı haberleşme araçlarında ne zaman kendisi ile ilgili bir haber görsem mutlaka üzerine düşer, okur, genellikle de tepkim "Ah be Michael'ım, ne hale getirdin, bitirdin kendini." olurdu. Kolay mı ? 70lerde başlayan şöhretin giderek tırmanması, 70ler sonunda - 80ler başında tavan yapması, albümlerinin dünya üzerinde satış rekorları kırması, yadsınamaz derecede büyük kitleleri peşinden sürüklemek. O yıllarda renk değiştirme sevdası uğruna operasyon üzerine operasyon, estetik üzerine estetik. Ardından çocuk istismarı suçlamaları, bebek davaları, sansasyonlar, vesaire vesaire... Her ne olursa olsun akıllarda pislik, sübyancı gibi kötü suçlamalarla değil; "Ne adamdı be." dedirtecek kadar muhterem kalmıştı.
Ama bu sene Londra'da vereceği "Thriller Tour". Bir dönüm noktasıydı. Aylardır süregelen hazırlığı, öyle bir veda edecekti ki sevenlerine kendisini "işte Michael Jackson buydu." dedirtircesine.
Olmadı. Şu 50 yıla inanılmaz şeyler sığdırdı King of Pop. Gece saat 12 sularında sözlüğü açmam ve sol framede gördüğüm 10 entry. Akla tek ihtimal geliyor tabii. "Acaba ?" diyerek üç noktaya tıklamak ve dimağımdan geçenle yazanın aynı olması sonucu şoke olmak. O dakikadan itibaren aralıksız olarak dönüyor şaheserleri müzik çalarımda. Smooth Criminal mı dersiniz, Dangerous mu, Billie Jean mi, Black or White mı, Heal the World mü, Thriller mı, Jam mi, They Don't Care About Us mı, hangi birini sayalım ?
Ey Moonwalk'u, Gerçek Pop'u dünya ile tanıştıran adam. "Temmuz'da seni insan gözüyle son bir kez daha izleseydik." diye düşünmeden edemiyor insan elbet... Akıllarda, zihinlerde, hakezâ kalplerdeki yerin payidar kalacak, The Moonwalker. REST IN PEACE.
