şimdi ben biraz küçüktüm bu halimden, lise hazırlığa mı gidiyorum ne. heh işte o zamanlar. her kendini bilmez fakat bilir gibi yapan genç olarak çok değişik, en mükemmel, en farklı, fakat hiç bir zaman anlaşılmayan ve anlaşılamayacağını sanan, bunların yanı sıra bir bakışta adamın ruhunun şeceresini çıkardığını sanan ben de böyle bir mektup yazmıştım. üstelik ilk flörtümden biraz sonra. ilk flörtte ne güzel di be. öyle bakışmalar, aynı sınıftan teklif eden kişiyi def etme çabalamaları... neyse. konumuz ne kadar popüler ve bir o kadar uyuz olduğumdan bahsetmek değil elbette ki (tek 4 aylık flörtle liseyi bitirmek). şimdi ben gelecekti çok seveceğim sevgilime mektubu yazdım, ve günlüğümü sakladım. gel zaman git zaman bu sevgili geldi çattı. bildiğin günlükte bahsettiğim sevgiliydi yahu bu. bahsettiğim, istediğim her özelliğe sahipti. fakat dile getirip bahsetmediğim ya da o zaman ki aklımla değinmediğim kriterler bu kişi de resmen yoktu. yani secret ı yapıp evrene saldığım haliyle denizin içinden çıkmış şişede ki mektup misali bu sevgili gelip bana çattı. allahım bütün sprütüel güçler bizim sevgili müessesine girmemiz için elinden gelen her şeyi yapıyordu. evren bütün dengesini o sunu bu sunu bırakmış sırf biz birbirimizi sevelim diye ayağa kalkmıştı. ee iyi de gelecekteki sevgiliye mektubumda bahsetmediğim ama olmazsa olmaz dediğim kriterler bunda yoksa ne yapacaktım? sevmek dediler öyle şu da olsun bu da olsun, aynı zamanda bu da olsun şu da olsun demekle olmuyormuş dediler. özünü seveceksin dediler. nedir dedik öz? o nu da sen keşfedeceksin dediler. hay allah ne zor iş miş meğer bu. yoğun çabalar, üstün güçler sayesinde sevdik. ama gerçekten sevdik. sonra bir gün pat diye günlük sen düşüver önüme. mektubu yazdığım günlük evet. eksik kalan noktalar bas bas bağırıyordu. özünü sevelim ama ya sonra... neyse efendim bu mektubun akıbetini anlatmaktan ziyade yazdığınız mektuba dikkat edin demek için girişmiştim söze. en ince ayrıntısına varasıya kadar düşünün sonra yazın mektubunuzu. sonra vay efendim ben öyle yazdım ama aslında böyle demek istemiştim diye ağlamayın bana. hadi bakalım secret çılar iş başına. beyaz atlı prenslerinizi, el sürülmemiş gül yanaklı kiraz dudaklı sevgililerinizi kanaviçe misali mektubunuza işlemeye yollarım sizleri. öperim. dişlerini fırçalasın demeyi de unutmayın haa!
