basmakalıp bir şekilde tanım yaparak zaten açmak istemediğim bu başlığı açmak zaten yeterince huzursuz ediyor.
bari 'üniversite yaşantısı' diyelim.
güle güle sana boxerını askıya asan arkadaşım...
güle güle sana ne kadar küfür etsem, ne kadar tartışsam da, dolmuşa binebilmek için bira şişelerini sattığım arkadaşım...
güle güle sana sırf derslerinden kalma diye çemkirdiğim, kalbini kırdığım, sonra hiçbi tatsızlık olmamış gibi sarılıp kahkahalar attığım arkadaşım...
güle güle sana sabahtan akşama kadar kolbastı dinleyen, volkan konak şarkılarını bağıra bağıra söyleyen karadenizli arkadaşım...
güle güle sana "kankağğğ! şarkı atsana şarkı!" diye ısrar eden, başından savınca çocuk gibi küsen, youtube'dan açtığım antep çiftellisini duyunca yanıma gelim "adamsın ya!" diyen antepli arkadaşım...
güle güle sana "bi derslere baksana kanka!" diye her 10 dakikada bir transkriptini açmamı isteyen, ders müptelası, kola tiryakisi, tv başında uyuma delisi samsunlu arkadaşım...
güle güle sana 2 sene boyunca aynı esprileri yapan, girdiği her ortamda ilgi odağı olan, sorumlu olduğu 34 dersin 20'sini bırakan, 10 gün aç kalıp, yarım saatte 100 lira harcayan, akdenizli arkadaşım...
güle güle bana ne zaman başladığını anlamadan okulu bitirip bu satırları yazan, bir daha bu dünyaya gelirse aynı kişilerle aynı okula gidip aynı evde kalmayı borç bilecek olan, ölene kadar her öğrencilik anısını taşıyıp, her birini simge ve manevi bir heykel hâline getirecek olan... güle güle bana.
güle güle öğrencilik yaşamım, güle güle tanımadığım binlerce öğrenci, güle güle burdur/bucak, güle güle sorumsuz günler, güle güle gece 2'de halı saha maçı yaptığım arkadaşlarım, güle güle hocalarım, güle güle mehmet akif ersoy üniversitesi, hikmet tolunay meslek yüksekokulu...
merhaba gerçek yaşam, merhaba sevimsiz çıkarcı insanlar, merhaba acımasız koşullar, merhaba birbirinden habersiz, bilinçsiz ve duyarsız insanlar, hepinize merhaba.