fem le ilgili anılarımı ve neden uzak durulması gerektiğini anlatan bir yazıdır.
lisedeyken, her sene yapılan ve ilk 100 ü % 100 bursla alan seviye tespit sınavlarına girmiş ve 28. olmuştum. sonra telefonlar susmamaya, aman bize gelin başka yere gitmeyin harcanırsınız denmeye başlandı.
buraya kadar her şey güzel.
tek dertleri ben de değildim. birbirleri aralarında da problemler vardı ki anlaşılan, bi o şube arayıp "diğer şubeye gitmeyin, orası kaka" diyor, sonra diğer şube arayıp benzer şeyleri söylüyordu.
velhasıl kelam başladık dershaneye, derece grubuna koydular. ama kardeşim ben o kadar düzenli bi adam değilim ki her gün gideyim deshaneye.
yine gitmediğim günlerden birinde kitap vermişler. bu kitapları istedim fakat bana kitapları vermediler, onun yerine bunu verelim diyerek saçma sapan kitaplar çıkarttılar önüme... tartıştık, hatta kavga ettik...
ee madem dershaneyi o kadar umursamıyorsun neden kitaplar için kavga ettin denebilir... dershaneye gidip gitmeme özgürlüğünü benim hakkımdır. gitmediğim günde verilen kitap benim o kitabı alma hakkımı elimden almaz, alamaz.
%100 burslusun para bile vermedin bu kadarına şükret te denebilir... ama unutulmaması gereken, %100 bursu kurayla kazanmadım. bilgimle hakettim.
sonrasında gitmedim zaten fem e bir gün daha. beni senenin ortasında dershane değiştirmek zorunda bıraktılar. düzenimi bozdular.
hakkımı helal etmiyorum!!!
sonuçta ne oldu üniversiteye mi giremedim? hayır. babalar gibi girdim, babalar gibi okuyorum... ama bu kadar yorulmadan da aynı yerde olabilirdim.
ayrıca kimse fem için, abi sen bu kadar kötülemişsin de, öss ilk 100 de 300 adamları var diyeceksiniz. ama bu da birçok kişinin bildiği gibi, sadece derece gruplarıyla ilgilenip diğer tüm öğrencileri siklememekten ileri gelmektedir.
ben derece grubundaydım, bu işlerin nasıl döndüğünü en yakından gördüm...
diyeceğim o dur ki:
eğer ben derece grubuna giremem diyorsanız, gitmeyin... eğitim alamazsınız, kekle börekle avuturlar sizi...
