-ilk kez erkek üreme organları olan testisleri üniversite 1. sınıfta anatomi atlasımda gördüm, bunu herkese anlatmalımıyım bilemiyorum. burası ideal bir yer.
-yıllar önce zagada konuk olan fahir atakoğlunu, medyum keto sanmıştım. yamukluğunun numara olduğunu düşünmüş, sonra sakat adamın günahını alıyorum diye kendime kızıp "allahım sen nelere kadirsin" demiştim.
-bir keresinde bütün gece düğün tvyi izlemiştim, sık sık izlerim. oradaki kro tiplerin hemşerim olmasından hep korkmuşumdur. ama aslında düğünlerden birinde gördüğüm beyaz takım elbiseli, beyaz kravatlı ve altına fosforlu yeşilli ayakkabılı tipi unutamıyorum, abiye elbise altına beyaz kazak giymiş kadının medeni cesaretinden bende istiyorum.
-ilerde evlenirsem düğün davetiyeme "eğer gelinlik giymiş küçük kızlar ya da takım elbiseli küçük adamlar getirirseniz onları biber gazı sıkılmış odaya sokacağız" yzamayı hayal ediyorum.
-yüzüme sürdüğüm bebekler için olan güneş kremi yüzünü pudralı gibi bembeyaz yapar, "enee yüzün bembeyaz olmuş hasta mısın?" diye soranlara hasta numarası çekerim, bazen de aşırı beyaz tenli olduğumu iddia ederim.
-kitaplarım çok değerlidir, kitaplığımdan seçip almak isteyenlere " ya ama o kitap benim değilki" diye ayak yapıyorum, bu saatten sonra kütüphane defteri tutamam, grange serimin iki kitabı zaten kayıp, lan kesin çalındı.
-faks makinesi bana oldum olası çok büyülü gelmiştir, çocukken kağıdın rulolar halinde kablolardan iletildiğini düşünürdüm, kral tv ilk açıldığında kuzenimin faksı okunmuştu, heyecandan ağlamıştım.
