halil berktay ın murat bardakçı ya ayar vermesi

entry7 galeri
    5.
  1. bugün itibariyle halil berktay'ın yazısının** devamı da yayınlanmıştır. en önemli kısımları şunlardır:

    --spoiler--
    Osmanlı tarihine gelince... Orada da ufkun en basit faktografi ile sınırlı. Padişahların ne zaman tahta çıktığı ve indiği, hangi prensesin kimin kızı veya yeğeni olduğu. Kuşkusuz bunları bilmek bilmemekten iyidir. Örneğin ilber Ortaylı gibi, Ayn Calûd'da Moğolların kazandığını yazıp, Sırp Sındığı (1364) ve izladi Derbendi (1443) muharebelerini birbirine karıştırıp, ya da kimsenin duymadığı bir "ikinci Varna" icad edip sonra çok mahcup olmamaya yarar.

    Ama yani bu mudur tarih/çilik ? Bu bilgi kırıntıları zaten her yerde var. Yarıdan fazlası, ilk ve orta öğretimde çocuklara kuru kuruya ezberletilen şeyler. Unuttuysan birkaç tarih kitabı alır, baştan öğrenirsin. Hele internet çağında, Poitiers, Preveze, armada, Esma, Hadice, ne istersen dökersin google'dan. Oysa bütünsel tablo nedir ? Büyük dinamikler ? Süreçler, örüntüler ? Yaşamadığımız, doğrudan bilmediğimiz bir geçmişi nasıl yeniden inşa edebiliriz ? Ayrıştırmak ve sonra tekrar birleştirmek. Koşulları, ortamı tahayyül edebilmek. O şartlarda yaşayan, çalışan, savaşan, sevinen, korkan, üzülen, ağlayan insanların ruhuna nüfuz etmek. Tarihsel düşünebilmek dediğimiz şey. Sahi, kim görmüş-işitmiş, Murat Bardakçı'nın tarihe dair tek bir fikri, herhangi bir yorumu, sahici denebilecek en küçük bir insanî duygusu veya duyarlılığı olduğunu ?

    Sağa sola şunu bilmiyor, bunu bilmiyor diye sataşmaya kalkıyorsun; senin bilmediklerini alt alta yazmaya kalksak, sütunlar, sayfalar, kitaplar yetmez. Amatörün en büyük problemi, neleri bilmediğini bilmemesidir. Bu özdeyiş sende somutlanıyor.

    Dil uzatmaya kalktıklarına bak. Selim Deringil mi okuyamazmış, araştırma yapmazmış, sadece teori uydururmuş ? Edhem Eldem mi ? Metin Kunt mu ? Gülru Necipoğlu mu ? Fikret Adanır mı ? Akşin Somel mi ? Derin Terzioğlu mu ? Bu insanlar Osmanlı "klasik çağı"nın, 17.-18. yüzyılların, Balkanların, sanat ve mimarlık tarihinin, Tanzimat ve Abdülhamit dönemlerinin en önemli uzmanları arasında. Oxford, Princeton, Harvard, Bamberg, MIT, Aix-en-Provence. Doktoralarını, makale ve kitaplarını, analiz ve sentez derinliklerini, kürsülerini, ünvanlarını (özetle, cv'lerini) seninkiyle yanyana koyalım mı ?

    Hakan Erdem'i hatırlıyor musun ? Programına çıkardın, övdün; ne çabuk unutuverdin, onun da o hakaret ettiğin "Boğaziçi-Sabancı tarihçileri"nden olduğunu ? 2005'teki, kendinden geçercesine saldırdığın Ermeni konferansının düzenleme kurulunda yer aldığını ? Bir üzerinden gidelim mi, Cemal Kafadar'ın neredeyse yirmi yıldır Harvard'da yaptırdığı PhD tezlerinin ve bu tezleri yazan insanların, şimdi akademik dünyada nerelerde olduklarının ?

    Basit bir test. Boş gevezeliklerle habire uzayan programına, bir takım mırıldanmalar sıkıştırıyorsun, gerçek bilim adamları hakkında. Olmaz. Bunca bilimsel yayın var. Otur, adam gibi bir eleştiri yaz, kendine güveniyorsan. Somut ol. Ayrıntıya in. Kaynak göster, dipnot ver, şunlar şunlar yanlış de. Hakemli bir dergiye gönder. Ciddiye alırlarsa basarlar. O zaman, alacağın cevaplara da katlanırsın.
    --spoiler--
    0 ...