şimdi bu provokatif konu başlığını açan yazar ne penis boyunu coğrafyayla ilintilendirmiştir ne de seyahat etmeyle. gerçi 'biz şööle bi pötürge'ye gidelim de kobra damarlansın' türünden espriler yapan arkadaşların bunun farkında olduğunu biliyorum. onların derdi bluevelve'nin pilini bitirmek.
ırkların evriminde coğrafi şartların etkisi olduğu su götürmez gerçektir. yalnız penis boyunu başka bir şeye bağlamak gerek. afrikalıların büyük penis sahibi olmalarını, çocukluklarında oyuncakları olmadığı için sürekli pipileriyle oynamalarına bağlayan bir teori vardı. çocukken biz de abilerimizden 'çok otuzbir çekersen malafat büyür' diye tavsiyeler alırdık. külliyen yalan, inanmayın. ayrıca doğu bölgelerinde erkeklerin şalvar giymesi ve buna bağlı olarak da pandülün içeride serbest salınım yapabilmesi, sıkılmaması rahatlıkla boy atmasına sebep olarak gösterilmişti. bu da yanlıştır efendim; sıkı pantolonlar giymek sadece verimliliği düşürür, kısır bırakabilir fakat ebatlarda değişim yaratmaz.
bir kısım yazar diyor ki 'soğukta su genleşir, kamışa da su yürüdüğü için soğukta büyür sıcakta kurur' bazıları da zencileri örnek verip aksini savunuyor. şimdi efendim öncelikle şunu bilelim ki 'zencilerinki araplarınki büyük olur' efsanesi çürütüldü. evet, fhm dergisinin yaptığı araştırmaya göre dünyanın en yaraklı adamları 19,2*cm ortalama ile danimarkalılar oldu. ulan ben de senelerdir bu viking hatunları neden folloş diyordum... aynı araştırmada japonlar da aklandı çünkü en pipililer pakistanlılar çıktı. demek ki neymiş; sıcaklık dalgayı uzatmıyormuş. türk erkekleri de yanlış hatırlamıyorsam 14.6 cm ile orta sıralarda yer almış bu araştırmada. biliyorum biliyorum, şu an hepiniz ' beni görmediler tabii... ehehe o ortalamayı 2 cm yükseltirim en az' diyorsunuz. ben de dedim...
şimdi bu araştırmaya bakıp da 'aha bizim dediğimiz çıktı, danimarka buz gibi yer. çocuğu koyduk' diye sevinmesin soğuk havacılar. kutuplarda yaşayan eskimoların da alayı düğme sikli çıkmış hacı. pakistanlılardan bir üst sırada yer bulabilmişler.
bu araştırmaya göre bölgelerin coğrafi şartlarının da mal varlığına herhangi bir etkisi olmadığını görüyoruz. şahsen ben neye bağlayacağımı bilemiyorum ve bilim adamlarına, araştırmacılara ' allah'ın işine karışılmaz' diyerek noktayı koyuyorum.