kafasındaki bekareti, kendi bedenine saygıyı yitirmediği sürece, "kız" zannettiklerinizden daha "namuslu" kızdır bu.
ne "kız"lar var ki, zarını muhafaza etmekten başka hiçbir amacı olmadan neler neler yaşıyor cinsellik diye. sırf o zar iki bacağının arasında sabit dursun diye neleri kaldırabiliyor mideleri. sen onla bunla her şeyi yaşa, ağzına almadığın alet, götüne sokmadığın dalga kalmasın; ama sırf "zar"ın olduğu için bekarete önem veren namuslu kız ol. oh ne güzel dünya...
ama sen çok sev, kendi bebenine saygın olsun, benliğine saygın olsun; sadece sevdiğin erkekle tek beden olmak iste, onun ruhundan al, kendi ruhuna kat, kendi ruhunu ver, dürüst ol. o zaman sorarlar sana "zarın var mı, yok mu?" diye. bu kadar da çok çalışıyor kafamız.
şunu unutmayın, hangi ülkede yaşıyor olursa olsun ilk koşulu sağlayan kız her zaman için bir erkeğin kendisine koyduğu "hediye paketi" statüsüyle yaşamayı kabulleniyordur. bunun mahalle baskısıyla, yaşadığın koşullarla alakası yok. sen bu baskıyı içine sindirebiliyor, karşılığında cinselliğinden vazgeçmeden yemediğin boku bırakmıyorsan ve o bokların hepsini miden kaldırabiliyorsa, çoktan açılmış bir hediye paketisin. bekaretini kaybedeli çok olmuş.
lafın kısası, "bekarete" önem veren bazı kızların neler çevirebildiği, ne derece "çılgın bakire" olduklarını bilmediğinizi varsayarak anlatıyorum bunları. aksi halde, çok fena durumdasınız.