Bazen dünyada acaba aşık olunacak kız var mıdır diye düşünmenize sebep olur. bakarsınız etrafınıza bi bok yoktur, neyse biraz yaşınız ilerler bu defa gittikçe yanlızlık hissedip aşkı aramaya koyulursunuz hani arayış içinde olmayıp da aşkı istemek gibi birşey işte..
derken biri çıkar karşınıza çoğu şeyi yeşilçam aşklarına benzeterek yapmaya çalışırsınız.* yeşilçam dediysek de teknolojiden geri kalmıyoruzdur, hani msn de sabahlamalar binlerce cep mesajı falan...
Daha sonra ideallerinizi söyleyip karşınızdakinin bu dünyada ne istediğine bakarsınız ve hala bir pürüz yoktur son derece herşey güzel gidiyordur.
dikkat edildiyse hiç hanımkızın fiziki özelliklerinden bahsedilmedi ki kanımca da doğru olan birşeydir. aşkın içinde ne kadar fiziki özellik aranılır ki.
vel hasıl kelam kızın daha sonradan karşı cinsini yanlış anlaması ya da erkeğin anlattıklarının kıza ters gelmesi yapılan once şeyi bir anda götürür.
bazen ne kadar sevsen de erkeksen terketmeyi bileceksin, seni yanlış mı anladı bırak o yanlış anladığı ile kalsın.
işte gurura yeniden yenik düşmektir aşık olmak. onun için aşık olmayacaksın, seni dünyada birtek kişi dahi anlasa gururundan vazgeçmeyeceksın aramayacaksın sormayacaksın...
gel zamn git zaman kalbi gururundan nasırlaşan hemcinslerimin bir kıza bundan sonra dönüpte nasıl aşık olmak gözüyle bakabilir ki..
dışarıda şelalenin verdiği ses ve yine akşam vakti..
düşünmektense gidip çayımı alıp tv de neler var acaba diye bakmak da mantıklı geliyor.
