sevilene aşk itirafında bulunmanın, kişiye göre değişen bir çok aşaması vardır. karar verme, konuşma hazırlama, plan yapma ve itiraf bu aşamaların belirgin olanlarıdır. kimine, karakolda adam öldürdüğünü itiraf etmekten daha zor gelse de * kimilerine ise gayet rahat halledilebilecek bir hadise gibi gelir.
hiçbir sevdiğim olana sevgimi itiraf edemedim. nerede olduklarından, ne yaptıklarından, ne yiyip içtiklerinden bizzat takip etmek ve gözlemek suretiyle farkındaydım ama, gel gelelim, bunu yapmama neden olan o duyguyu açıklamakta aşırı derecede özürlüydüm.
cins temalı sevmeler çok farklı oluyor aslında. abidin abi seni seviyorum; baba seni seviyorum; kanka, seni çok seviyorum demek, bir itiraf kategorisi içinde değerlendirilmiyor ve aktarmak gayet kolay oluyorken, burcu'yu sevmek ve bunu kendisine söylemek itiraf oluyor. itiraf, düşünsel tecrübelerimizde taksirli bir davranışın ifade edilmesi olarak yer alıyor. ve ister istemez şunu düşünmemize yol açıyor: bir insanı sevmek neden kusur olsun?
şahsen, kız erkek farketmez, beni sevdiğini söyleyen kim olursa olsun mutlu olurum. cinsiyete bağlı farklı davranışlar sergilerim; o ayrı. onu zall da yapar.
hülasa, adam gibi sevmek -yani, cinsel uzuvların cazibesine kapılmadan yapılan- kötü bir şey değildir. ayıplanmamalı, kusur olarak görülmemelidir. ayıplayan ve kusur olarak gören varsa, uyarılmalı; bunun yanlış olduğu aktarılmalı; müslüm gürses dinletilmeli; hala aynı davranışları sergiliyorsa, kendi doğal yaşam alanına terkedilmelidir. sözlüğün bayan yazarlarından ricam, benim gibi harikulade adamı kaçırmamalarıdır. hayır, kendinize yazık ediyorsunuz.