soyut aklin ciddi bir elestirisini yapman hegel birey merkezli bakis acisina sahipti.
hegel ideal politik duzen ile gerceklik arasindaki mesafeyi kapatmis, tarih ile uzlasarak; ideal ile tarihsel olan arasindaki ayrimi ortadan kaldirmistir.
modern politik duzenin temelleri olan akil(soyutluk) ile ilerleme(kumulatif) gibi kavramlari elestirmistir, o bunlari yadsiyarak her seyin tarihsel bir arkaplani oldugunu savunmustur.
hegel soyutluk kavraminin olmadigini savunur, her sey tarihseldir; buna da hegel`in tarihselciligi denir ancak bu tarihsellik evrenselligi savunmaz.
hegel soyut aklin yerine evrensel akili(tin), ilerlemecilik kavrami yerine ise diyalektik kavramini koymustur.
hegel tarihte catismaya dayali bir ilerleme oldugunu savunmustur, ona gore tarih evrensel aklin acilimidir, bu evrensel akil her tarihsel donemde kendisini gerceklestirmek icin somutlasir. bu kendini gerceklestirme surecinde karsilastigi sorun ise diyalektik catisma sorunudur. bu diyalektigin en son asamasinda ise tarihin sonu tezi vardir. tarihin sonu evrensel aklin kendisini tam anlamiyla gerceklestirmesidir.