bir kadını ağlatmak

entry181 galeri ses1
    29.
  1. bazen bir anneyi, bazen bir evladı, bazen bir dostu, bazen bir sevgiliyi, bazen bir arkadaşı, bazen de bir yabancıyı ağlatmaktır.
    allah göz yaşlarını saymakta mıdır bilemem ama vicdanlarımız saymalıdır. kadını da erkeği de ağlatmamalıdır.
    o zaman (bkz: bir kadını gülümsetmek) (bkz: bir kadını güldürmek)

    bağlantısı verilen yılmaz erdoğan yazısı da şöyle:
    Bir kadını ağlatmak

    ''Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye
    ağlayabilir; bir filme bir şarkıya bir yazıya... En az erkekler kadar
    yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten
    ağlıyorsa ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak
    ki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!

    işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz
    nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır
    kadının sonra. Ağlamayacağım der içinden. Ama engel olamaz işte.

    Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne
    kadar karşı koyabilir ki bir kadın. ince ince süzülür yaşlar gözünden; önce
    birkaç damla sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!

    Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu
    ağlatan orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını kapansa
    bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz
    ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla daha çok kadın yapar kadınları.
    Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan ağlama
    niye ağlıyorsun ki değmez onun için derler.

    Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar
    ağlamazlarsa ölürler. içlerindeki zehirdir onları öldüren!
    Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar o irini temizlerler yaralarındaki!
    Çünkü bilirler o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.

    Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra.

    Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler yoksa
    ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da
    yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar o yüzden eninde sonunda
    öğrenirler kendilerine sarılmayı...

    Çok ağlayan kadınlar bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her
    damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları
    aşk gerçeği onların gözünde küçülür.. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o
    zaman kendilerine sarılıp yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
    Güçlü yenilmez mağrur ve aşka inanmayan...

    insanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
    hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
    Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki o kadar çok ağladılar
    ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar o yüzden
    kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları
    hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları
    adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!

    Niye sarılalım ki!

    Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.

    Bilin ki gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki artık aşkın
    olmadığına inanmıştır. Bilin ki sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da
    kim ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar eninde sonunda
    kendilerine sarılırlar çünkü!''

    Yılmaz Erdoğan

    ps: facebook bağlantısındaki ses can dündar'a ait değil gibi geldi bana.
    2 ...