charles bukowski

entry1051 galeri
    183.
  1. (...)

    Carol'un doktoru geldi ve bir hemşire ile konuştu. Yanlarına gittim.
    "A... bay Jennings," dedi. "Karınızın sıhhati iyi, bebek e... erkek. 4 kilo 500 gram."
    "Teşekkürler doktor."

    Asansörle yukarı çıkıp cam bölmeye gittim. Yüzlerce bebek ağlıyordu. Cam bölmenin gerisinden onları duyabiliyordum. Hiç durmaksızın. Sonu gelmeyen bir doğum ve ölüm meselesi. Yalnız gelir, yalnız gideriz. Çoğumuz yalnız, korkulu ve yarım yaşarız. Tarifsiz bir hüzün kapladı içimi birden. Ölüme mahkum bu kadar hayat görmek. Bu yeni başlayan hayatçıkların nefrete, sıkıntıya, aptallığa, deliliğe, korkuya, cinayete, hiçliğe dönüşeceklerini bilmek - yaşamda hiçlik, ölümde hiçlik.

    Hemşireye ismimi verdim. içeri gidip bebeğimi buldu. Çocuğu tutarken gülümsüyordu. Sonsuz bir bağışlama vardı bu gülüşte. Başka türlü olamazdı. Bebeğe baktım. Tıbben bir imkansızlıktı: bir kaplandı, ayıydı, yılandı ve insandı. Geyikti, çakaldı, vaşaktı ve insandı. Gözleri bana baktı ve beni bildi; ben de onu bildim. Dayanılacak şey değildi. insan ve insan ötesi, hayvan ve hayvan ötesi. Bana baktı. Babası, babalarından biri, bir sürü babasından biri... Hastaneye güneş doldu ve bina sallanmaya başladı. Bebeklerin çığlıkları yükseldi ve önümden mor bir parıltı geçti. Hemşirelerin bağrışmaları arasında üç florasan lambası zincirlerinden kopup bebeklerin üstüne düştü. Hemşire elinde çocuğumu tutup gülümsedi. San Fransisko'ya ilk hidrojen bombası atılmıştı.
    4 ...