''trömsö'ye elenirsek ülkeyi terkederiz'' şeklindeki söylemlerle büyümüş gençlerin, bir program dolusu anlattıkları içinden cımbızla çekip çıkardıkları kelimelerle eleştirdiği türk futbolunun gelmiş geçmiş en önemli başkanı.
onun söylemesine gerek bile yok; 'neden gitmesine izin verildi' denilen oyuncu ve teknik adamların ağzından kelime duydunuz mu? utançlarından cevap verebildiler mi?
rakipleri köhne stadlarda oynayıp 300 milyon dolarlık borç batağına düşmüşken her sene dünya çapında oyuncuları takıma kazandırıp türk stadlarında oynamasını sağladı mı?
diğer başkanlar verdikleri 1 kuruşun hesabını çatır çatır tutarken verdiği on milyonlarca doların üstüne çizgi çekti mi?
bugüne kadar ne yaptıysa sadece ''fenerbahçe'' için yaptı mı?
adaletli düşünmek gerekirse böyle bir başkan galatasaray ya da beşiktaşın başında olsa onu hazmetmek cidden kolay olmazdı; şimdi insanlardan adaletli olup takımını yüreğiyle seven bir başkanın en azından hakkını vermesini bekleyebiliriz. 3 lafında biri uefa kupası olanların aksine; 2002 den bu yana bir defa bile 6-0 iması yapmamış bir beyefendi ve karizmadan bahsediyoruz.
büyük mü konuşuyor? çok büyük bir adamın konuşacağı kadar makul...
ve hataları... elbette var, insan. hatta taraftar olarak çileden çıktığımız, kıyasya eleştirdiğimiz de çok olmuştur. ve oturup envanterini yaptığımızda, hala aurelio dan, zico dan, hatta şampiyonluklardan çok daha büyük bir insandır.
ama siz diyorsanız ki kolundaki saati tribünlere gösterip şovmenlik yapanlar bize yeter; aynen devam.
onun vizyonu, hedefleri ve bakış açısı; futbolu iddaa bülteninden takip edenlerin ufkunu fersah fersah aşacak düzeyde.
aziz yıldırım, kendi istediği sürece fenerbahçenin başkanı ve kanaat önderidir. dünyada bunu onun kadar hakedecek başka bir fenerbahçeli yoktur.