yaşadığımız ortamda gerçek, doğru, iyi diye bilinen şeylerin, oluşumların, inançların esasında hiç de öyle olmadığını; hatta tam tersi olduklarının farkına varıldığı andır. işte bu cidden adamı yaşamdan soğutur.
güçlü, karakterli kişilikler böyle bir yüzleşme karşısında er geç toparlanıp kendilerine gelebilirler; ama karaktersizler, ezik kişilikler ya kendi kendilerini kandırmaya devam edip: "yok lan olmaz öyle şey" deyip mal gibi yaşamaya devam ederler ya da bu içlerine düştükleri hezeyana dayanamayıp bu diyardan göçer giderler.