ben çok küçükken, hakkında "daha sonra öğren" denen din. ama bunu söyleyen kişi sizin tanımızla kafir falan değildi tabii ki. kimileriniz düşünecek "bak hata yapmışlar, çocuğu küçükten alıştırmazsan sonra böyle bad trip gibi olur" falan filan. ne de olsa ağaç yaşken eğilir değil mi? eğilir evet. ama bu sefer büyüdüğünde doğrulamaz.
o zamanlar sağ olan anneannemi izlerdim hep namaz kılarken. anneannem hasta olmasına rağmen, çok zor oturup kalkmasına rağmen beş vakit namazını kılan, dininin bütün gereklerini yerine getiren bir insandı. ama bak buraya dikkat et, bütün gereklerini. yani "aman namazımı kıldım, orucumu tuttum gerisi benden çıktı" diye düşünüp yemediği haltı bırakmayan bir "inanan" değildi yani.
her neyse. birgün bunu neden yaptığını, anlamının ne olduğu sordum anneanneme. bunun bir ibadet olduğunu ve inandığı islam'ın beş şartından biri olduğunu söyledi. hatta kaçıncısı olduğunu da söylemişti, ama ben hatırlamıyorum. "ben de namaz kılabilir miyim?" diye sorduğum zaman, bana, "zamanı geldiğinde eğer istersen kılabilirsin, şuan kılmasan da olur bence" dedi. "ama neden ben de sizin çocuğunuzum, ben de inanıyorum" dediğimde anneanneme, gülümsedi. ve siz çok hoşgörülü müslümanlar belki onu da lanetlersiniz ama ne dedi biliyor musunuz? "inanmak için de, inanmamak için de çok küçüksün. büyüdüğün zaman bunun kararını kendin verebilirsin."
rahat uyu anneannem, keşke bütün dinleri senin bana gösterdiğin şekilde tanısaydım. keşke şimdikilerin gösterdiği yüzlerini hiç görmeseydim onların.