ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri
    1064.
  1. saat beşti, saat altıydı ve saat yediye geldi
    hüzün beni ele geçirmeye başladı ve bense için için ağlıyorum
    hayatım için ağlıyorum ve onun için ne yazılmış ise
    saatim sekizi gösteriyor

    gazeteleri okudum, futbolla, katillerle, politikayla,
    ilgili bütün dedikodu bölümlerini
    asyadaki karışıklıklar, açlık, terkedilmişlikler falan
    saatim dokuzu gösteriyor

    üst kattaki koca götlü komşum çamaşırları kuruması için dışarı asıyor
    yeni bir çamaşır tozumu ne kullanıyor?
    çamaşırlar ışıl ışıl parlıyor
    yoksulluk ve göç sarkıları o parlayışa eşlik ediyor
    bakkala gittim iki paket sigara aldım biraz da öteberi

    çiçeklerin artık bir kokusu yok, çünkü plastik onlar
    benim hem sevgilim hem de aynı zamanda arkadaşım olan biri vardı ...
    şimdi yağmur yağıyor
    birileri bir yerlere koşuyor
    ama ben bunları göremiyorum
    saatim durdu

    bu benim çok sevdiğim bir şarkıdır aslında ama yazmak istediklerimi bu şarkı veriyor zaten. yeni kelimeler uydurmaya yahut aha bu benimdir diyerek kısa yola sapmaya niyetim hiç yok.

    dşünüyorum da neler yazabilirim. ama yazmamak belki de en iyisidir belki de. yazdıklarını saymaksa aptalcadır.

    çünkü diye açıklama yapmamı beklersin belki. hayır yapmayacağım. gerek yok zaten. neye gerek olduğunu bile kelli felli devlet büyükleri bile bilmiyor. biz kul yığınları nasıl bilebiriz ki?

    içtikçe catır çutur ses çıkartan dili uyuşturan sigaradan içiyorum. zannedersem artık sigarayı bırakamayacağıma ikna oldum. her bırakış daha da siddetli bağlanmama sebep oluyor o merete.

    sakalımda hınzır beyazlar çıktı. sakaklarımda ise sinsi beyazlar var. ayakalrım yine ağrıyor. sırtım ise çok fena bir halde sızım sızım sızlıyor. o rıhtımda vıjjjt diye kaydığımdan beri ağrı hiç dinmedi ve bir türlü de dineceği de yok.

    ve ayrıca aslında bu yazı hiç yazılmadı...
    6 ...