anarşist komünizmden bahsetmeyeceğim, ne marksizm ne leninizm ne de troçkizm. sadece anarşizm! bireyci anarşist olup da max stirnerden de bahsetmeyeceğim. ben ilk insanların hayatının o tarih öncesinde ki huzurlu ve bütün o alt duygulara henüz ulaşamamış yaşayış biçimindeki anarşizmi istiyorum. ne demek bu biliyor musun? yalan söylemek için dile ihtiyaç duymamak demek! bilincim istedi diye illa da birisine tapmamak demek. yani yalan yok demek. yani bir başkasına birşeyler karşılığı hizmet yok demek. ana dilimizin zihnimizde canlandırdığı şekilde fikir üretmeye çabalama da yok demek yani kelimelerle sınırlandırılmamış bir zihin demek oluyor bu. adamlar çıplak gözle venüs ü görüyorlarmış, doğum kontrolünden dahi haberleri varmış, konuşmadan zihinsel bir şekilde anlaşıyorlarmış. kelimeler insanı kapana sıkıştırmış illa da konuşmaya iten faşist bir güç bence de tıpkı ''dil faşisttir; çünkü faşizm söylemeyi engellemek değil, söylemeye zorlamaktır''. roland barthes in dediği gibi. peki dili kullanmak yapabildiğimiz en ayırıcı özelliğimiz ise bunu reddetmekte neyin nesi diyebilirsiniz? ama sorarım size madem ayırıcı olan bu özelliği kullanabildiğiniz halde hanginiz mutlusunuz ha? hanginiz sonsuzlukla bir bütün olduğunuzu kabul edebiliyorsunuz? dil benlikten uzak yaşamaya sürükleyen bir eylem belki de. yapabildiğimiz en iyi şey ifade edebilmek mi? emin misiniz, bu mu bizi mutlu ediyor. peki ya bu durumda ben ne olacağım? ifade yeteneği pek de ehil olmayan ben ne olacağım? belki ben mayalar kavminden olsaydım ve onlarla aynı dili konuşsaydım daha iyi ifade edecektim düşündüklerimi, hissettikleri, yaşadıklarımı. ama burda da boka sarma durumu söz konusu. sizler, yazı yazmamı bekleyen sizler neden benim saçma sapan düşüncelerimi okumak için zamanınızı veresiniz ki? zaman! zaman demişken galileyo da buradan isyanımı sunmak isterim. nedir sarkaçlı saat canım. icat ettin de ne oldu? birbirini kovalayan günler arasına daha güzel bir sistemle sıkıştırdın bizi! sana da aşk olsun.
tüm o süper fizik yasalarını çıkarıp da bir şeyler bulan tüm bilim adamlarını da bu platformdan dilimin el verdiğince yazıklar olsun diyorum. aslında isyanım daha büyük ama lanet dil elvermiyor yüreğimdeki ve zihnimdekini tam olarak aktarabilmeme.
hepsini reddediyorum anlıyor musun? hiç bir şeyin içinde, hiç bir kavrama ait olmak istemiyorum. hele ki evreni kendi içinde tutan gücü kafasında ve gözünde canlandırabildiğini söyleyenler; kesinlikle yüz bin metre yakınıma dahi yaklaşmasınlar.
şimdi size yaşımı söyleyeyim de tam olsun. ben tam 14 milyar yıl önce var olmaya başlamış evrenin herhangi bir evresinin oluşumunda ki naçizane bir yaştayım.
ben biraz sen, biraz o, annem, babam, abim,ablam, sevgilim, öğretmenlerim komşum vs hepinizim. ama tüm bunlar da olmak istemiyorum. herkes olmak istemiyorum. anarşizm de herkes olma kendin ol diye bas bas bağırıyor! içtiğim sütler deki kaymağı da severim ama bilirim ki inekler benim için var olmadı.süt içmek için beslenen inekleri yetiştirmelerine de karşıyım. neden kendine bir sürü artı vererek ineğin senin için var olduğuna kendini inandırıyorsun? neyse anlaşıldı ki konu dağılacak.
kısacası hiç bir hayvanın hiç bir hayvana hizmet etmesini istemediğim düzeni getirecek anarşizmi istiyorum!
