her şeyin başlayıp bittiği yerde durdum
ve her şeyden biraz uzakta oldum
en yakınlarda...
içimdeki en derin ve en ıssız yerde
yapayalnız kaldım,
ve her şeyi unutmak istercesine
delilerce...
en yakında dururken herkese
en uzak oldum kendime.
ve kendimden kaçarcasına kovaladım
hırçın ruhumu...
siyah ve beyazın arasında geçen ömrüme
sözcüklerimle anlam bulamadım.
ve olamadım,
ona yakışan bir beden...
kaybolurken ben kendi evrenimde
karanlık bir dehlizde buldum
yavaş-yavaş yok olan benliğimi...
denizlerin anaforu misali yaşadım
kendi bildiklerimi,
ve bu ikilemlerde kaldım
kendi gerçeklerimde.
sonra bir ben daha buldum
usul-usul bana sızan.
bana ben olan bir ben daha buldum
aynalarımdan kendime görünen.
ve beni o gerçeklerde yakan o ben,
bensizliğin olduğu yerde yaşadı
kendi ışığını ararcasına kendi düşlerinde...
şimdi kendi yaşam oyunlarımda,
başka büyülerinde olduğunu
kanıtlamaya çalışarak kendime,
büyüyorum kendimi kandırırcasına…
kendimi bulmaya çalışarak,
kendi tükenişimde...