Bugün Denizlerin idam edildiği gün... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan... Bu üç genç insan 37 yıl evvel bugün katledilmişti... Deniz ve Yusuf 25, Hüseyin ise 23 yaşındaydı... Tam anlamıyla bir hukuk cinayetiyle öldürüldü bu üç insan...
Bu üç gepegenç insanın katledilmesi için en çok heves edenlerden biri Süleyman Demirel di... Dönemin AP grubu iki elleri havada bu alçakça idam kararlarını onaylıyordu... AP grubundan idam sesleri yükseliyordu... Dönemin AP milletvekillerinin neredeyse tamamının yüzleri gülüyordu. o na karşı derken... O diye kastettikleri Zorlu, Polatkan ve Menderes ti... 27 Mayıs cuntasının alçakça katlettiği üç insan... Gezmiş, Aslan ve inan ı katletmek isteyen zihniyetle Menderes, Zorlu ve Polatkan ı katleden zihniyetin ve gücün aynı olduğunu büyük bir körlükle göremiyordu Demirel ve arkadaşları... Ya da özellikle görmüyorlardı. Çünkü o katil zihniyeti büyük oranda Demirel ve dönemin AP si de paylaşıyordu. Türkiye nin trajedisi buydu zaten... Zalimlerle mazlumların aslında aynı ittihatçı zihniyet paydasında buluşabilmesi... Bugün mazlum olanın eline güç geçtiğinde başkalarına karşı çok zalim olabilmesiydi bu toprakların dramı... Bu toprakların insanları olarak, hepimizin temel hastalığıydı bu... Bugün de bu hastalıklı bakıştan tam olarak kurtulabilmiş değiliz... Altan Öymen 1976 da Demirel in Denizler in idam edilmesiyle ilgili yaptıklarını şu satırlarla anlatıyordu...
Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğu ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel le ilgili olarak 25 yaşında çocukla uğraşıyorlar diyor... 6 Mayıs 1972 de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu’nun en önünde oturuyordu. Elini idama Evet için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. idamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç 25 yaşında çocuklar demedi. idam edilmelerini istedi. isteğine ulaştı da... Aynı Süleyman Demirel katledilmelerine heves ettiği bu çocuklara karşı 1970 ler boyunca başka çocukları destekledi... O çocuklarla ilgili Bu gençler vatan savunması yapıyorlar. Bana Ülkücü gençler suç işliyor dedirtemezsiniz... dedi... O ülkücü çocuklar vatan savunması; yaptıklarını düşündüler... Devletleri için savaşıyorlardı... Devletleri tarafından Sovyet ajanı diye suçlanan başka çocuklara karşı silah çektiler... Sonra bu gençler de Denizleri asan aynı zihniyet tarafından türlü zulümlere maruz bırakıldılar... Demirel in her zaman arkalarında durduğu bu gençler de 12 Eylül hapishanelerinde işkence tezgâhlarından geçti... Sekiz tanesi de idam edildi, katledildi...
Gezmiş, Aslan ve inan ın katledilmesine tam destek veren, Onlar vatan savunması yapıyor, suç işlemiyorlar diye ülkücü gençlerin silaha bulaşmasına karşı da memnun bir tavır takınan Demirel ise 12 Eylül de iktidardan indirildi... 17 yıl sonra ise aynı Demirel kendini iktidardan indiren cuntacı zihniyetle işbirliği yapmaktan çekinmedi... Tüm siyasi hayatı boyunca kendisine her zaman destek olmuş dindar kitlelere ihanet etmekten çekinmedi Demirel...
Nasıl Denizlerin, Hüseyinlerin, Yusufların kalemini gözünü kırpmadan kırdıysa milyonlarca başörtülü gencin de hayallerini kırmaktan çekinmedi... O başörtülü gençleri “ikna odalarına alanlara destek oldu aynı Demirel... Sırf imam-hatipli olduğu için, sırf inancı gereği başörtüsü taktığı için üniversiteye girme hakkı elinden alınan milyonların çığlığına karşı sessiz kaldı... O dindar gençlere Arabistana gitsinler diyebildi... Zamanında da Denizler gibi solcu gençlere Moskova ya gitsinler diyordu... Gezmiş, Aslan ve inan hiçbir yere gidemediler... Bu dünyayı terk etmek zorunda bırakıldılar... 37 yıl önce...
Geçen sene Taraf gazetesinde Denizlerin dünya görüşü hakkında çok tartışıldı, çok şey yazıldı, çizildi... Bana çok kızanlar oldu... Ben gözüm açılıp kendimce bir siyasi bilinç edinmeye başladığım andan itibaren 6 Mayıs 1972 de Denizleri katleden zihniyetten nefret ettim... Açık bir zihinle ve berrak bir vicdanla bu ülkenin tarihine baktığım zaman 1915 te Ermeni şairleri katleden zihniyetle, istiklal mahkemelerinde islam alimlerini katleden zihniyetin, 1934 te Trakya dan Yahudileri süren zihniyetle, 1944 te Türkçülere tabutluklar olayını yaşatan zihniyetin, 1961 de Menderesleri katleden zihniyetle, 1972 de Denizleri katleden zihniyetin aynı olduğunu gördüm hep...
Öte yandan zulme uğrayanların bu zalim zihniyete karşı bir vicdan zemininde buluşamadıklarını da görüyordum... Mazlumların fırsatını bulduğunda hemencecik zalimler tarafına demiri atabileceklerini görüyordum...
Denizleri katleden zihniyetle hesaplaşabilmek için Denizlerin de anaforundan kurtulamadıkları o ittihatçı zihniyeti önce kendi ruhumuzdan tasfiye etmemiz gerekiyor... Bu tasfiyeyi gerçekleştiremezsek bilin ki Deniz, Hüseyin ve Yusuf un kemikleri sızlamaya devam edecek...