koruculuk sistemini kaldırınca her yer güllük gülistanlık mı olacak bunu merak ediyor insan. böyle bir sisteme gereksinim duyulmasa, devlet vatandaşın eline durduk yere silah verip bir de bunun için ücret öder miydi kimseye.
koca koca jeopolitika ve strateji okumuş adamlar senden benden daha mı az biliyor acaba güney doğu sorununu. mesele devletin korucuya silah vermesi ile ya da postal yalamak ile anlamlandırılamaz. doğu illerinin özellikle kırsallarında evlerinde makineli tüfeklere kadar uzanan, tarlalarda, bağlarda, bahçelerde gömülü olmayan, silah bulundurmayan bir ev var mıdır acaba. bu silahların hepsini devlet mi vermiştir.
üstelik güneydoğudaki cinayet suçlarına bu kadar aşina iken.
kan davasının, töre geleneğinin, türlü suç ve aymazlığın tamamının faili devlet midir. böyle düşünülüyor olsa bile, oturup bunlar konuşulmalı, çözüm üretmek adına diyalog kurulmalı, yanlış politikalar dillendirilmeli, ancak böylesine, güneydoğunun kanayan yarası olan vahim olayı sadece getirip koruculuk sistemine bağlamak oldukça taraflı ve gerilim tırmandırmaktan başka hiç bir amaca hizmet etmeyen bir tutum.
kadının kan davası nedeni ile oğlu öldürülüyor, kadın cesedin başına varıyor ve bir tilili çekiyor. tek bir damla göz yaşı dökmeden "10 gün sonra diğer oğlum nasılsa askerden gelecek" diyor. bunu nasıl olur da getirip, tsk ile ilişkilendirebiliriz, ben yapamıyorum.
madem bu durumdan şikayetçiyiz hepimiz o halde oturup, güneydoğunun asıl sorunu olan bu cehaleti, eğitimsizliği, fakirliği, feodal sistemi, toprak ağalığını, töreleri, kan davalarını, berdel sistemlerini, başlık paralarını konuşalım. kürt sorunu diyince aklımıza yalnızca kürdistan gelmesin.
