sözlük yazarlarının pes maceraları

entry30 galeri
    8.
  1. abiler ablalar, bir günlük aranın ardından tekrar aranızdayım; muhteşem bir anıyla üstelik, ya. juventus ile bir şampiyonlar ligi öyküsüne daha yol alıyoruz. ilk anımda, daha doğrusu hikayemde yazdıklarımdan farklı olarak öncelikle sizlere, bu sefer yaptığım yeniliklerden bahsetmek istiyorum,

    * maçlar tek tek sözlükpad aracılığıyla kaydedildi, bu sayede maçların gerçekten olduğu gibi anlatılıp akılda kalması sağlandı; daha gerçekçi bilgiler.

    * skor tablosuna, kırmızı kart gören oyuncular da eklendi.

    * turnuva sonunda istatistikler eklendi, kimin ne kadar gol attığı, hangi aralıklarda gol bulduğu vesaire. (an itibariyle istatistikler bu sayfada bulunmuyor, uygun bir zamanımda toplayıp ekleyeceğim. çeyrek finale kadarki istatistikleri düzenlemek 3 saatimi aldı)

    *******

    şimdilik en önemli gelişmelerimiz bunlar. gelelim oyunumuza. juventus'u seçiyor ve bir şampiyonlar ligi macerasına merhaba diyorum. kuraların ardından, standard de liege, fenerbahçe ve atletico madrid'li gruba düşüyorum. şahsi kanaatim, bu gruptan rahatlıkla çıkabileceğim yönünde. işler o kadar kolay olmuyor. izleyip görelim, her maçın anlatımı tek tek yapılmıştır.

    *******

    standard de liege 0-0 juventus

    *******

    zevkli ve bol pozisyonlu, rakip takımın baskısıyla geçen bir maç oldu. uzun bir aradan sonra tekrar yeşil sahalara dönmemizden, rakibimizi de iyi tanımıyor oluşumuzdan ötürü pek iyi bir skor elde edememiştik fakat önemli değildi, deplasmanda alınan 1 puanlar altın değerindeydi; üzerinde durmadık ve daha önemli olan atletico maçına odaklandık.

    ********

    juventus 1-1 atletico madrid

    [1-0] 38' amauri
    [1-1] 66' forlan
    [kırmızı] 80' molinaro

    ********

    oyuna hızlı başlayan ve etkili olan taraf rakip takım atletico madrid olmuştu, turnuvaya hala alışamamıştık. ilk yarım saatlik bölümde rakiplerimizin ataklarını savuşturduk ve ilk yarının son çeyrek saatlik diliminde, bir gol atmayı başardık. nedved'in sol kanattan yaptığı ortalarla tehlike yaratmayı deniyorduk, yine böyle bir pozisyonda amauri cezasahası içinde yükselerek kafayı vurdu ve ilk yarıyı böylece, 1-0 önde bitirmemizi sağladı. ikinci yarının başında yine aynı senaryo oynandı, atletico etkili oldu; ataklarını savuşturduk. rakibi iyiden iyiye boğduğumuz 70. dakika civarında, kornerden gelen topta buffon açılınca, forlan ağları bulmakta zorlanmadı ve bitime 24 dakika kala, 66. dakikada skor eşitlendi. orta sahada devam eden mücadele, bu skorla sona erdi.

    ********

    fenerbahçe sk 2-2 juventus

    [1-0] 5' deniz
    [1-1] 29' del piero
    [1-2] 76' trezeguet
    [2-2] 89' kezman(p)

    ********

    deniz'den gol yedim, bu maçı anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. çok etkili başlamıştık maça, henüz 3. dakikada trezeguet volkan'la karşı karşıya, auta vurmuştu. bu pozisyonun bir benzerini kalemizde yaşadık. 5. dakikada, korner sonrasında yaşanan karambolde sissoko topu çizgi üzerinden çıkardı ve bir kez daha kornere gönderdi. yan toplarda açıkça zaafımız olduğu belliydi, buffon boşa çıkınca, savunma adam alamayınca deniz yükseldi ve kafayı vurdu, skor 1-0'dı. baskımızı artırıp pozisyonlar bulduk fakat fenerbahçe defansında edu etkili oluyordu. 29. dakikada, yine yediğimiz golün benzeri bir pozisyonda boşluğu yakaladık ve del piero, kale ağzında sert bir vuruşla skoru eşitledi. bu dakikadan sonra oyunu soğutup defansa çekildik, arapaslarla tehlike yaratmayı deniyorduk fakat defans her topu kesiyordu. bu da bir yere kadardı; 76. dakikada trezeguet kaleci volkan'la karşı karşıya kaldı, ilk dakikalarda yaptığı hatayı tekrarlamadı ve juventus'u deplasmanda 1-2 öne geçirdi. bu dakikadan sonra oyun gidişatında bir değişiklik olmadı, fenerbahçe geliştirebildiği tek atakta, cezasahamıza kadar girdi; poulsen emre'ye arkadan kayınca hakem penaltı noktasını gösterdi. bitime 1 dakika kala, mateja kezman fenerbahçe'nin eşitlik sayısını yakalamasını sağladı, maç bu skorla sona erdi. 3 maçta aldığımız 3 beraberlikle gayet istikrarlı(!) bir tablo çizmekteydik.

    ********

    juventus 2-2 standard de liege

    [1-0] 8' trezeguet
    [2-0] 53' amauri
    [2-1] 78' de camargo
    [2-2] 89' jovanovic

    ********

    hiçbir zaman unutamayacağım, trajikomik maç. yine etkili başlayan taraf biz olmuştuk ve del piero'nun arapasında, kaleciyle karşı karşıya kalan trezeguet juventus'u henüz 8. dakikada öne geçirmişti. orta sahada devam eden oyunun ilk yarısı böyle sona erdi. ikinci yarının yine 8. dakikasında, organize bir atakta standard kalesine geldik; kaleye sırtı dönük olan amauri, ani bir hamleyle, çok güzel bir şut çıkardı ve pes tarihinde belki de en ilginç golüme imza atarak, farkı 2'ye çıkarmış bulundum. top kaleye girmedi, üst direğe çarptı ve geri geldi; tekrarlarda da izledim, neredeyse 5 metre dışından geçmişti çizginin, ama hakem gol demişti. demek ki hak etmemişiz maçı; ataklarını sıklaştıran standard, 78'de de camargo'nun cezasahasından, sağ köşeye gönderdiği plasesiyle farkı bire indirdi. 11 dakika sonra, standardlı oyuncunun muhteşem arapasıyla, ilerde yalnız kalan jovanovic, cezasahası dışına kadar açılan buffon'u rahat geçti ve top boş kaleye süzüle süzüle gitti; 4 maçta aldığımız trajikomik 4 beraberlikle, puan durumunda üçüncülüğe gerilemiştik. fenerbahçe, atletico'yu yenerek bir puanla üzerimizdeydi şimdi. bu maçta atletico'yu kesinlikle yenmeliydik...

    ********

    atletico madrid 0-1 juventus

    [0-1] 53' camoranesi

    ********

    kesinlikle kazanmalıydık. atletico, fener'e kaybetmiş olmanın korkusuyla, rahatlamak adına; bu maçı kazanmak istiyordu, bizimse kaybetmek veya berabere kalmak gibi bir lüksümüz artık yoktu. maç bir o kalede bir bu kalede geçti ve ilk yarının sonunda forlan'ın vurduğu kafayı, buffon son anda kornere çeldi. üst üste iki korner kullanan atletico'nun toplarını çizgiden çıkardık ve ilk yarı böyle bitti. ikinci yarıda daha etkili olan taraf bizdik, orta sahadan topu alan camoranesi ilerledi ve 35 metre kadar uzaklıktan, inanılmaz bir füze gönderdi; atletico deplasmanında, gruptaki ilk galibiyetimizi, aynı zamanda rahat bir nefesi de alıyorduk. şimdi puanımız 7'ydi ve atletico'yu yakalamıştık. son maç fenerbahçe ile italya'daydı, rakibe kimse şans vermiyordu; beraberlik de bize muhtemelen yetecekti.

    ********

    juventus 1-0 fenerbahçe

    ********

    [1-0] 90' trezeguet

    ********

    fazla söze gerek var mı? yenemiyorduk bu adamları bir türlü. ilk yarı, yorgun olan as oyuncularım yüzünden pek bir varlık gösterememiştik. ikinci yarıda, oyuna aldığım üç genç yetenek takımı biraz olsun ateşledi. juventus'un baskılı oynadığı maç, son dakikada hala 0-0 gidiyordu ki, tiago sağ kanattan inanılmaz bir depar attı, cezasahası içinde üç fenerbahçelinin arasından şutu çekti... kaleciden dönen topa, trezeguet ayağına kayan edu'ya aldırmaksızın çok sert vurdu ve juventus'un ikinci turunu garantileyen golü attı. 6 maçta 4 beraberlik 2 galibiyet alarak, 10 puanla gruptan lider olarak çıkıyorduk, aynı puanlı atletico madrid'i de arkamıza alarak...

    ********

    ikinci turda rakibimiz villarreal cf olmuştu, bize göre bir rakip değillerdi; yenebileceğimizi düşünüyorduk.

    ********

    juventus 0-1 villarreal cf

    [0-1] 34' guille franco
    [kırmızı] 35' angél

    ********

    rehavete kapıldığımızdan olsa gerek, villarreal'e inanılmaz top oynatıyorduk evimizde. gol de gecikmedi ve yine cezasahası dışına kadar açılan buffon, guille franco'nun plasesini sadece izledi. hemen sonraki atakta, nedved'i arkadan indiren angél kırmızı kartla oyundan atılınca, villarreal 10 kişi kaldı. buna rağmen etkili olamadı juventus. ikinci yarının hemen başında, trezeguet kaleciyle karşı karşıya bir pozisyon kaçırdı. hemen sonrasında villarreal yine ataklarını sıklaştırdı, üst üste tam 4 korner kullanıldı; kontratakta, del piero kaleciyle karşı karşıya yine üstten auta vurdu. bireysel beceriksizlikler yüzünden, onca baskıya rağmen evimizde villarreal'i yenememiştik. iş ikinci maça kalmıştı. namağlup ünvanımız da böylece elimizden alınmış oluyordu, hiç beklemediğimiz bir takım tarafından.

    ********

    villarreal cf 1-3 juventus

    [0-1] 10' sissoko
    [0-2] 35' del piero
    [1-2] 82' guille franco (pen)
    [1-3] 89' camoranesi

    ********

    manchester ile, evimde 2-2 berabere kalmıştım villarreal maçında. deplasmanda da 3-0 yenmiş, "akıllı ol villa" mesajını vermiştim. aynı olayı burada da yaşadım, tesadüfe bakın. çok etkili başladım ve ilk dakikalarda birkaç pozisyona girdim. rahatlatan gol, sissoko'nun 30 metreden ağları bulan füzesiyle geldi ve deplasmanda 0-1'i yakaladık. abluka altına aldığımız rakibimiz bunalmıştı, ataklara devam ettik ve 35. dakikada, del piero çok müsait bir pozisyonda, plasesini yaptı; golünü atarak 0-2'yi yakalamamızı sağladı. iki oyuncunun arasından vurmayı denedi, kaleciden geri dönen topu ikinci hamlede tamamladı. bu golden sonra oyunu soğutmaya çalıştık, 82. dakikada senna cezasahası içinde yerde kalınca hakem penaltı düdüğünü çaldı ve taner gülleri'nin ispanyol versiyonu, skoru 1-2'ye getirdi. iyiden iyiye tırsıyordum, fakat 89'da nedved'in kullandığı kornerde, arka direkte camoranesi kafayı vurdu, juventus 1-3 kazanarak adını çeyrek finale yazdırıyordu. akıllı ol villa, akıllı ol villa, akıllı ol villa...

    ********

    çeyrek finale kadar rahat geldiğimizi düşünüyordum. çeyrek finaldeki rakibimiz ise real madrid'di! korktuğumuz olmadı. juventus, diğer büyük takımların arasında zayıf kalıyordu fakat rakibimiz bize zarar veremedi.

    ********

    real madrid cf 1-1 juventus

    [1-0] 27' van nistelrooy
    [1-1] 30' del piero

    ********

    rakibimizden çok korkuyorduk açıkçası, bu yüzden devamlı atak yapıyor; en azından bir gol bulmaya, biraz olsun onları korkutmaya çalışıyorduk. bu takıma defans yaparak kazanma şansınız yoktu. her şey muhteşem gidiyordu fakat 27. dakikada, bir daha forma yüzü göremeyecek olan mellberg, kaleciye geri pas atmayı denerken vuramadı ve top nistelrooy'un önünde kaldı. bomboş ortasahayı koşarak geçen nistelrooy, buffon'un yanından topu ağlara gönderdi ve madrid 1-0 yaptı skoru. neyse ki, üç dakika sonra, kornerin ardından del piero cezasahası dışından çok sert bir vuruşla beraberliği yakalamamızı sağladı. resmen ezdik rakibimizi, ama yenemedik. mellberg, juventus'un kupada oynadığı son maça kadar bir daha forma yüzü göremeyecekti.

    ********

    juventus 3-2 real madrid cf

    [0-1] 10' saviola
    [1-1] 17' del piero
    [2-1] 27' trezeguet
    [3-1] 45+' camoranesi
    [3-2] 48' robinho

    ********

    38 dakikada 5 golün atıldığı harika bir maçtı. bloklar arasındaki bağlantı -ömer üründül'e selam olsun- zayıf olduğundan ötürü, arapasla bir gol yedik hemen maçın başında. saviola, cezasahasına girip düzgün bir vuruşla, madrid'i italya'da öne geçiriyordu. bizi bizim silahımızla vurmuştu, fakat pabuç bırakmayacaktık; benzer pozisyonda, sadece 7 dakika sonra del piero'yla cevabımızı verdik. oyunun kontrolünü yavaş yavaş sağlıyorduk. trezeguet 27. dakikada, kornerden gelen topa muhteşem bir voleyle vurdu ve turu getirecek golü attı belki de. tempolu, bol pozisyonlu maç devam ediyordu. ilk yarının uzatma anlarında, nedved'in kornerine, yine arka tarafta camoranesi cevap veriyor, ilk yarıyı 3-1 önde bitirmemizi sağlıyordu.

    ikinci yarının hemen başında defansif bir hatadan dolayı yediğimiz golü saymazsak, her şey muhteşemdi ve 3-2 ile, genel averajda 4-3'ü arkasına alıp yarı finalde fiorentina'nın rakibi olan taraf bizdik. celtic - fiorentina eşleşmesinin galibiyle oynamak bizim için büyük şanstı, ikisi de kolaylıkla eleyebileceğimiz rakiplerdendi. villarreal'de dersimizi almıştık.

    ********

    juventus 3-2 fiorentina

    [1-0] 10' iaquinta
    [1-1] 37' gilardino
    [2-1] 39' iaquinta
    [2-2] 77' mutu
    [3-2] 79' knezevic

    ********

    fiorentina için sinir bozucuydu, attıkları gibi yiyorlardı. as oyuncularımı final maçına sakladığım için, güvendiğim yedeklerimle çıktım maça, ortalıkta pek gözükmeyen iaquinta, muhteşem bir deparın ardından, üç oyuncunun arasından ağları bulduğunda dakika henüz 10'du. gençlerin hızlı oyununu çok beğenmiştim, fakat defans iflah olmuyordu. yine araya kaçan bir oyuncu, topu buffon'un sağından ağlara yollayarak beraberliği sağlıyordu. fakat hemen sonraki atakta, yine inanılmaz deparıyla bizleri mest eden iaquinta, 2-1'i çabucak buluyordu. ikinci yarı ortada, kimi zaman juventus'un ataklarıyla geçiyordu. sona doğru, kornerde mutu kafayı vurdu ve 13 dakika kala, evimizde 2-2'lik skorla karşı karşıya kaldık. ama cevap yine gecikmedi. henüz keşfedememiş bulunduğum knezevic, yine benzer bir pozisyonda, kornerin ardından muhteşem bir şut çıkardı ve juventus'a galibiyeti getirdi.

    ********

    fiorentina 1-1 juventus

    [0-1] 55' iaquinta
    [1-1] 58' dainelli

    ********

    devamlı pas yapıyor, gol yememeye çalışıyorduk, bulduğumuz ilk boşluğu da değerlendirdik. 40 dakika kala, deplasmanda öne geçmek, turu aldığımız anlamına geliyordu herhalde. fakat fiorentina, ilk maçta onlara oynadığımız oyunun intikamını bir nebze olsun almış, üç dakika sonra gole cevap vererek beraberliği yakalamışlardı. fakat daha fazlasına izin vermedik ve finale adımızı yazdırdık. chelsea-barcelona eşleşmesinin galibiyle oynayacaktık. sizce kim çıktı? sıkı durun, böyle bir final görmediniz... skorunu önceden yazmamalıyım bunun, en sonuna yazacağım, şimdi ekran görüntüsü almadığım için kafama sıçayım diyorum, ah ulan bu maç kaçar mıydı... okuyunuz, buraya kadar geldiniz, tadını çıkarınız...

    ********

    barcelona - juventus

    ********

    dinlenen aslarımı kadroya tekrar almıştım, fakat inanılmaz korkuyordum. barcelona tam anlamıyla bir yıldızlar topluluğuydu ve ben açıkçası fark bekliyordum, her ne kadar kazanmayı ümit etsem de. düdük çaldı ve ben koltuğumda götümden terler akıtarak, del piero ile nereye varacağını bilmediğim bir depara kalktım. bir, iki, üç... kıvrak bilek hareketleriyle rakiplerimi bir bir geçiyordum. marques topu kapar gibi oldu, fakat trezeguet rakibinin ayağından aldı tekrar. cezasahasına bir depar da o attı, kale karşımızdaydı; marques'i geçti trezeguet ve vurdu, kaleciden sekti; del piero koştu, açı sıfırdı neredeyse; inanılmaz vurdu, üst direğe çarpan top ağlarla buluşuyordu! evet, inanılmazdı, henüz 2. dakika oynanıyordu ve 0-1'i yakalamıştık! bunun sevinci ve inancıyla, oyunu 20 dakika kadar domine ettik fakat barcelona'nın yavaş yavaş uyandığını hissediyorduk. 28'de, barça korneri kullandı; zaafından emin olduğumuz buffon kovası, marques'in kafasını içinde hissetti ve maça eşitlik geldi. 1-1. bu golün moralsizliğiyle, barcelona ataklarını sadece savuşturabilir olmuştuk artık, atağa falan kalkamıyorduk, rakip bizi boğuyordu. 34'te, messi rakiplerinden sıyrıldı, soldan girdi; sağa yumuşak bir plase gönderdi ve tüm ümidimizi bitirdi. 2-1 olmuştu artık. şansla bulduğumuz bir gol vardı, onu da 20 dakika koruyabilmiştik. gol yedikten sonra da zaten dayanabildiğimiz 6 dakika olmuştu, sinirlenmiş ve üzülmüştüm, oynayamıyorduk. barcelona seriye bağlamış gibiydi; 6 dakika sonra cezasahası içinde yine bir karambol anında, henry köşeye bıraktı. 3-1'di şimdi skor, çevirmek çok zordu. ilk yarı böyle muhteşem bir skorla sonuçlanacaktı. yine tüm ümitlerimizin tükendiği anda... sağ kanattan nedved'in deparı, gelişigüzel ortası; camoranesi'nin kaleciden seken kafası, iaquinta'nın zımbası! üst direğe çarpan top, yine iaquinta'nın ilginç gollerinden birine tanıklık ediyor, ilk yarının 3-2 bitmesini sağlıyordu. pek ümidimiz olmasa da, yapabileceğimize ilginç bir şekilde inanıyorduk. ilk yarı skoru, barcelona 3-2 juventus'tu.

    ikinci yarıya iyi başlayan taraf bizdik, iyi top çeviriyorduk ve kaleye gidebiliyorduk. kimse beklemiyordu. dakikalar 53'ü gösteriyordu, iaquinta, tek silahımız olan deparıyla üç rakibinin arasından geçti, cezasahası dışından inanılmaz vurdu ve golünü attı! işte buydu, tek ihtiyacımız olan bu goldü! 3-3'tü artık, daha 37 dakika vardı ve eşitliği yakalamıştık, hem de güzel top oynayarak bu sefer! golün sarhoşluğuyla inanılmaz bir baskı kurmuştuk, inanılmaz oynuyorduk. nedved sağdan ortaladı yine, camoranesi bu sefer indirdi, arkada bomboş olan del piero, klasını konuşturarak topu sola çok sert bir şekilde gönderdi... inanması güç, 3-4'tü şimdi, juventus öndeydi, 5 dakikada bulduğu 2 golle... fakat fazla gaz, hiçbir zaman iyi değildi. barcelona'yı, "küçük messi"yi uyandırmıştık. yine seri hareketlerle ceza alanımıza girdi ve köşeden topu ağlarımıza bıraktı. sıkılmıştık gerçekten! hep aynı şekilde yiyorduk golü, defans çok boş kalıyordu. denemediğim şey yoktu, fakat arapasları alamıyorduk, çaremiz yoktu. 4-4 olmuştu, messi yine vurmuştu. tek tesellimiz gol yemeden 12 dakika geçirebilmek olmuştu, fakat bu skorla penaltılarla kazanamayacaktık. biraz toparlanır gibi olduk tekrar, bir korner kazandık 83'te. hiç beklenmedik bir isim, chiellini! yükselip kafayı vuruyordu, gerçekten inanılmazdı... sevinçten ağlamaya başlamıştım, elim ayağım tutmuyordu, 4-5 olmuştu. skorun ihtişamını ancak maçtan sonra fark edebilmiştim ben, fazla kaptırmıştım çünkü, tek düşünce kazanabilmekti, barça'yı devirebilmek...

    olacak gibi değildi ama. 88'de henry, buffon'un üzerinden aşırttı ve maçı uzatmaya götürdü. yorgundu oyuncularım, ama kimseyi değiştirmedim. 104'te poulsen, inanılmaz bir pozisyonu kaçırıyordu; kaleciyle karşı karşıya, üzerine vurmuştu. çıldıracaktım, fakat marques'in daha berbat hatası, topun süzüle süzüle poulsen'in önüne düşmesine sebep olmuştu; poulsen vurdu ve juventus tarihinin belki de en muhteşem, en görkemli maçında 5-6 öne geçti. kaleci biraz açılmıştı, poulsen soldan gelmiş ve vurmuştu. kaleciden seken top, kalecinin sağındaki marques'in dizine çarpıp, dümdüz kaleye doğru ilerledi ve poulsen topu koşarak tamamladı. böyleydi işte! ama kurtuluş yoktu. 107'de bojan frikikten golü atıyor, arkadan yapılan müdahale sonucunda chiellini'yi de götürerek juve'yi 10 kişi bırakıyordu. 118'de, eto'o'nun da kırmızı kart görmesiyle her iki taraf da 10 kişi kalmıştı, fakat pek önemi yoktu, penaltılar belirleyecekti 6-6'lık finalin galibini...

    ****

    puyol... gerildi, vurdu; gol... 1-0 barça
    del piero... usta bir vuruş, güzel bir plase... ağlarda top! 1-1
    henry... bir başka usta, gerilip vuruyor, ve aut! henry auta atıyor, stat yıkılıyor!
    iaquinta... geliyor, tipik füzesini gönderiyor; işte bu kadar, juventus öne geçiyor! 1-2 juventus...
    messi... en önemli silahları barça'nın, vuruyor ve top direğe çarpıp geri geliyor... inanılmaz, inanılmaz!...
    camoranesi... birçok golün sahibi, juve'nin emektar oyuncusu; vursa tüm iş bitecek, vuruyor, yüreğimiz ağzımıza geliyor... üst direğe çarpan top ağlarla buluşuyor, 1-3 juventus, artık çok daha kolay... marques kaçırırsa şampiyon juve...
    marques... bir gol atan, bir golün yenmesine sebep olan olaylı adam; takımını kurtarıyor penaltılarda, vuruyor ve 2-3 juventus...
    poulsen... sana penaltı attıran kafama sıçayım, apaçık bir aut, film kopacak gibi, yoksa?...
    bojan... ikinci yarıda giren, stresli adam; kaçırırsa barça'nın işi biter... ama yok, güzel vuruyor, yine skor eşitleniyor, 3-3...

    ***

    barça 5 penaltısını da kullanıyor ve bunların 3'ünü gole çeviriyor. biz 4 penaltının 3'ünü ağlarla buluşturmuşuz ve bu penaltıyı gole çevirirsek, kupa bizim oluyor...

    ***

    trezeguet... güveniyorum bu adama... vuruyor... kalecinin üzerine, hayır... valdes kaçırıyor elinden; valdes kaçırıyor, top ağlarda, ben ağlıyorum, stat ayakta...

    o heyecanla 50 kez basıyorum print screen tuşuna fakat bilgisayara fotoğraf kaydetmeyi unutuyorum, sadece entryde kalıyor bu turnuva; ben ağlıyorum... bu andan sonra, bir anlam ifade etmeyecekse de, inanılmaz maçın kısa bir öyküsü...

    ********

    barcelona 5-5 juventus (aet 6-6) (pen 3-4)

    [0-1] 2' del piero
    [1-1] 28' marques
    [2-1] 34' messi
    [3-1] 40' henry
    [3-2] 44' iaquinta
    [3-3] 53' iaquinta
    [3-4] 58' del piero
    [4-4] 70' messi
    [4-5] 83' chiellini
    [5-5] 88' henry
    (5-6) 104' poulsen
    (6-6) 107' bojan

    ********
    ********
    ********

    okuduysanız ne mutlu bana, sadece sizler için uğraşıp da yazdım, kaydettim bunları. seviyorum sizi lan, pes'ten bilem çok.
    6 ...