bahsi geçen 3 tekerli bisiklet , şimdilerde gördüğümüz plastikten yapılma , 2 günde kırılan , haldur huldur ses çıkaran , hımbıl ve bir o kadar da hantal görünümlü saçma sapan aletlerden değildir. bu bisiklet , 80 kuşağı * cocuklarının çok iyi bileceği , demirden ince bir iskelete sahip , her daim mavi olabilen , dolma tekerli ve tekerleri bu yüzden asla patlamayan , direksiyonundaki plastik tutacaklarının yanından püsküller sarkan o bisiklettir. o bisikleti her cocuk sürme şansına sahip olamamıştır belki ama sahip oldugu cazibe ile alınsın alınmasın , her çocuğun ailesinden istemesine sebebp olmuştur. pedal önde büyük olan ve orasında demirden bir cantı olan tekerdedir. bu hızlıca ileri çevirilip , bir anda geri çevrildiğinde atılan kızak ve yerde bırakılan lastik izi ise , o yaşlarda bir insanın kendisiyle gurur duymasına yetecek cinstendir. büyük adam olmak , büyüyünce şu olmak falan o anda hikayedir , önemli olan o mavi bisikletle , kızak atabilmektir..
(bkz: hey gidi günler hey)