henüz erken, dost!
oyuncu kahvesinde prenses ve cadı
ırağında veletler
ırak;
müzikli eski bir oyun, değişken
masum
ve de hain...
---------
masum ve de hain!..
"aşk" diyemiyorum geçerken, sevdalı!
orda;
ıslaksın, yorgun
hissedebiliyorum...
sabah pasajlarında sürterken
bi kutsal dolanıyor, bi telaş
cismini heceliyorum
kumsallara karalıyorum adını
her rüzgarda uçuyorsun
ve o çocuklar kalelerini inşaa ediyorlar
öncesi adını sayıklayan kumlara...
----------
acı çekiyorum, sevdalı!
bi kırmızı dillendiriyor sesini
önce düş vuran
kara bi düğüm dolan...
----------
ve şimdi;
kahramanlar, oz'da yaşamak istemiyorlar
gerçek arıyorlar binbir hayal tezgahında
aralıksız fi asırdır tüttürülüyor yargıları
başka hayallere...
çocuklar da evde kimsenin olmadığını fark edip, artık!
dolapları karıştırıyorlar...