bize özgü bir sözcüktür. hoş-ab yani hoş su anlamına gelir. günümüzde taze meyveden yapılana komposto, kuru meyveden yapılana hoşaf denmekte olsa da geçmişte her ikisine de hoşaf denirmiş.
osmanlı mutfağının en önemli parçalarından birini oluşturur. osmanlı zamanında sofranın ortasına büyük bir hoşaf kasesi konulur ve özel yapılmış fildişi ya da şimşir kaşıkla içilirmiş.
''yemekten sonra altın leğen ve ibrik, miskli sabun ile eller yıkanıp meydanı muhabbete bağa(kaplumbağa kabuğu), sedef, demir, akik hoşaf kaşıkları geldi ki, her biri birer hazineye değer. sair 50 mehpare(ay parçası) köleler dahi ellerinde 50 adet kase içre tam 50 çeşit hoşaf getirdiler ki, vasfından acizim...''