bir gün kadının biri erkek arkadaşıyla new york un güzide gökdelenlerinin birinin tepesinde romantik bir yemek yemektedir. kadının erkek arkadaşı konuyu sürekli seks e getirdiğinden kadın iyice bunalmıştır. artık canına tak eder ve masadan kalkıp haykırır:
-yeter artık ya neden siz erkeklerin hepsi sadece seks i düşünür. biz kadınların bir parça aşk yaşamaya hakkı yok mu?
der ve kendini boşluğa bırakır. o sırada balkonda hava alan ingiliz kadını belinden tutup yakalar. kadına neden intihar ettiğini sorar. aldığı cevap üzerine:
-bak istersen seni ingiltere ye götüreyim. benim orda çok büyük bir şatom var. seninle beraber müthiş romantik anlar yaşarız. harika yemekler yeriz. dünyanın en iyi şaraplarını içeriz. sonra da sevişiriz.
der. kadın tam umutlanmışken yeniden yıkılıp kendini tekrar boşluğa salar. o sırada balkonunda manzarayı seyreden fransız kadını tutar ve neden intihar ettiğini sorar. aldığı cevap üzerine:
-istersen benimle fransa ya gel. benim orada bir çiftliğim var. gürültü ve yoğunluktan uzak sakin bir tatil yaparız. şöminenin başında pahalı şaraplar eşliğinde hayatının en romantik anlarını yaşatırım sana. sonra da sevişiriz.
der. kadın yine yıkılmıştır. bu sefer ölmeye kararlı bir şekilde kendini tekrar aşağıya atar. o ana balkonda sigarasını içmekte temel kadını kulağından tutup yakalar. neden aşağıya atladığını sorar. aldığı cevap üzerine:
-bak bacum. istiyisan senu pizum trabzon a götüreyim. senle orda finduk toplaruk, yaylaya çikaruk, çay toplaruk, hamsi yeruk, horon oynaruk.
diye sıralar. kadın bunun üzerine sorar:
-eee. sevişmeyecek miyiz?
temel kadının suratına iğrenmeyle bakıp:
hasiktir la oruspi.
der ve kadını aşağıya fırlatır.
