yaradılış bir hayal ürünü, evrim ise basit bir teoriden öteye gidemeyeceği için doğru önerme.
yaradılışın bilimsel kanıtlarının olmamasının yanısıra evrimin de bilimsel kesinlik sağlayan kanıtları yoktur. kaldı ki, olsa bile daha birkaç yüz sene evvel avrupalılar hasta olmamak için yıkanmıyor, suyla temas edilmesi halinde vücutlarındaki gözeneklerin açılacağını ve buradan da mikropların girip kendilerini hasta edeceklerini düşünmüyorlar mıydı? insanlar sonradan parfüm adını verdikleri türlü kokuları sürerek kokularını gidermeye çalışmıyor muydu? oysa şimdi suyun ana temizlik maddesi olduğunu bilmeyen var mı? belki çok sonraları bu gerçek de değişecek. değişmeyeceğini kim kanıtlayabilir ki?
daha ilk çağlarda dünyanın düz bir tepsi olduğu, öküzün boynuzlarının üstünde olduğu düşünülmüyor muydu? sizce dünya hala tepsi mi? yoksa bir küre mi? hayır, dünya bir elips. ve gelecekte insan duyuları farklı frekans aralıklarını da algılayabildikleri bir zamanda dünya kavramının neleri kapsayacağını biliyor muyuz? veyahut, bilindiği üzere sürekli genişleyen kainat değişecek de dünyamız aynı mı kalacak?
daha dün sağlıklı yaşamak için bol bol su içilmesi gerektiği söyleniyordu, fakat uzmanlar suyun o kadar da fazla alınmaması gerektiğini tartışmıyorlar mı bugün?
demek istediğim din de bilim de sürekli değişiyor, ama gelişmiyor. evet, ilk 'düşünmeyi bilen' insanların sordukları soruları hala soruyoruz: niçin buradayız? insanoğlu da kainatın sırlarına biraz daha eriştiğini zannederek kendini kandırıyor.