efenim, insanımızın teori üretmekte üzerine yoktur derler hani...
bendeniz de aynı topraklarda, bu toplumun içinde büyümüş, büyütülmüş bir zat olarak çeşitli teoriler üreteceğim tabii..
tanım: ölümü pek bir şüpheli olan siyaset adamı.
muhsin yazıcığlu'nun ölümüne farklı bakış açıları getirmek gerek sanıyorum:
ilk olarak bir insanın hayatının hükümet tarafından değerinin olmadığını bir kez daha hatırlamış olduk. sıradan bir vatandaş olsa idi değil 3 gün 3 ay bulunamazdı eminim! bbp'nin üyelerinin yapmış olduğu yürüyüş ve baskıların da bunda etkili olduğu kanısındayım ki bu davranış bile her ne kadar aynı fikri paylaşmasam da, halkın birliğinden güç doğar, savına inancımı kuvvetlendiriyor.
gelelim ikinci noktaya; bu adamın kaza sonucu öldüğünden şüpheliyim. bu adamın bizzat ve planlı şekilde öldürüldüğünü düşünüyorum. adam kaç kez kazadan sağ kurtulmuş... bunun altından da bir ikinci susurluk çıkmazsa...
ayrıca kendisinin türkiye'nin 1970'li siyasi sahnesindeki yerini düşünürsek, bunun pek de imkansız olduğunu söyleyemeyiz. hatta 'nasa uyduları' sözünün geçmesi, saatlerce dağın diğer tarafında arama çalışmasının yapılması delilleri yok etmek için yeterli bir zamanmış gibi geldi bana...
dedik ya, teori üretmekte üstümüze yok...
seçimlerde bundan pay çıkaracak kesimleri saymıyorum bile...
son olarak gelelim, muhsin yazıcıoğlu'nun ölümüne sevinme, sevinmeme durumuna...
böyle bir karşılaştırma yapmazdım!
muhsin yazıcıoğlu gibi birini ne mahir çayan *'la ne de diğer öldürdüğü devrimcilerle aynı kefeye koymam!
muhsin yazıcıoğlu'nu ne üniversitelerde öldürdüğü gençlerle, ne de analarının karnında, daha doğmamış çocuklarla bir tutmam!