babanın sevgisinin anlaşıldığı anlar

entry782 galeri ses1
    305.
  1. yaşamayı ölmeye tercvih etmesi ve bir mucizeyi başarmasıdır..

    henüz 7 yaşındaydım.. küçüktüm.. ve küçüklük farkında olmadığımız ve ruhumuzu incitecek olanları henüz bilmediğimiz zamanlardı.. ama zaman o kadar iyimser davranmamıştı.. hani her başımız sıkıştığında ardına gizlenebileceğimiz kavram olan zaman.. bir günde geçiverdi o küçüklüğüm ; pembe, ufak ellerim ve tek parça halinde olan minik yüreğim o gece yerini boyumdan büyük olgunluklara bıraktı..
    zaman benim için de erken davranmıştı.. ben de hayatla erken tanışanlardan biriydim..
    ve yine o gün anlamıştım; oyuncakların ve oynanan oyunların boşluğunu,basitliğini ve belki de gereksizliğini.. çünkü benim oyuncaklarla oynadığım gibi oynuyordu aslında hayat hepimizle..
    o gün elime aldığım son oyuncak babamın yılbaşında aldığı içi pullarla dolu beyaz camdan bir toptu içinde noel babanın ve geyiklerinin olduğu sallandıkça kar yağıyormuşçasına efekt veren bir oyuncaktı.. onları izliyor bir yandan şarkı söylüyordum.. birden sesim telefonun o can alıcı sesiyle karıştı.. susmuştum.. sanki başına gelecekleri önceden hissedermiş gibi içimi kocaman bir hüzün kaplamıştı.. annemin telefonu açması ve ardından ağlamaklı bir şekilde haykırmasıyla elimden düşen camdan top yere düşer düşmez param parça olmuştu, tıpkı minik yüreğim gibi..
    annem yanıma geldi bir kaç parça eşyamı alıp sırt çantama yerleştirdi.. kendi çantasına da ne bulursa attı.. evden çıktık ve yol boyunca benimle hiç konuşamadı.. benim ona meraklı bakışlarla baktığımı görüyor, gözlerimin içine bakıyor fakat dudaklarından dökülemiyordu kelimeler, sonra çaresiz yaşlı gözlerle başını çeviriyordu.. anlamıştım kötü bir şey vardı.. yolculuk haddinden fazla kısa mı sürmüştü yoksa biz mi yolculuk boyunca bir şey anlayamadık bilemiyorum.. sonunda indik teyzemlerin evinin önündeydik.. yukarı çıktık annemle koşar adımlarla.. anneannem açtı kapıyı.. anneannem de buradaydı.. sanırım anlıyordum çok kötü bir şey olmuştu.. anneannem bana sarıldı.. içeri girdik teyzem de çantasını hazırlamıştı annemle birlikte çıkıyorlardı.. 'annee durrrr... ' diye bağırdım.. annem durdu gözlerimin içine bakarak; "baban hastanede sanırım biraz rahatsızlanmış şimdi onun yanına gidiyoruz.. merak etme iyileşecek.. birlikte gelip seni alacağız akşama.. " dedi ve ağlayarak koşar adımlarla gittiler.. uzunca bir müddet kapıyı kapatamadım sanki hemen ardından geleceklermiş gibi..
    anneannem yanıma geldi ve kapıyı kapattı.. birlikte içeri geçtik.. anneannemin anlattığı hiç bir şeyi dinlemiyordum.. sonunda yüzüne 'lütfen artık bana gerçekleri anlat' dercesine baktım.. sonunda yanıma oturdu ve anlatmaya başladı..
    babam iş yerinde birden fenalık geçirmiş hastaneye kaldırılmış.. ardından hastane de kalp krizi geçirdiği anlaşılmış.. tetkikler yapılıyormuş.. ilk çıkan bulgu kalbinde doğuştan bir delik olduğuymuş.. onunla birlikte büyüyen ve sonunda kalbi durdurmak isteyen bir delik.. diğer tetkiklerden sonra kalp kapakçıklarının da bu delik nedeniyle yıprandığı ortaya çıkmıştı.. artık biliyordum her şeyi.. ve herkesin telefon konuşmalarını dinliyordum.. bana söylenmeyen şeyleri bilmek istiyordum.. sonunda babamın ameliyat olacağı gün gelip çatmıştı.. doktorlar ümitli değillerdi.. yaklaşık 10 saat sürecek olan bu ameliyata her bünyenin dayanamayacağını söylüyorlardı.. ben inanmadım hiç birine, inanmak istemedim.. çünkü benim babam güçlüydü.. yorulduğumda beni omuzlarına alıp gezdirecek kadar güçlüydü o.. her şeyi atlatabilirdi.. ama bana ihtiyacı vardı biliyordum.. yalvardım anneme babamı ameliyattan önce son kez yakından görmek istediğimi söyledim.. bu benim hakkım dedim.. annemi ikna etmiştim ama hastane de doktor engeli olacağını unutmuştum.. hastaneye gittik ve beklemeye başladık.. sonra boş bir sedye götürdüklerini gördüm.. yüreğim bir kelebeğin kanatlarından daha hızlı atıyordu şimdi.. sonra içerde babama iğne yapmışlar yarı baygın bir haldeydi.. annem sedyenin sol tarafından tuttu ve ben de sağ tarafından tutmak istemiştim.. ona destek vermekti amacım.. tıpkı birlikte gittiğimiz maçlarda olduğu gibi.. el ele tutuşup kazanacağız demek istemiştim.. hemşirelerden nefret ettim o gün.. beni itmişti hemşire.. o kadar sinirlenmiştim ki koridorun başında yapayalnız kalmıştım gözlerim koskocaman dolu dolu olmuştu.. "babaaaaaa.... seni seviyorummmmm... başarabilirsin...." diye avazım çıktığı kadar bağırdım.. bütün koridoru inlettim.. yarı baygın halde olan babamın sesini duymamla gözlerimdeki sağanak yağışın başlaması bir olmuştu.. babam : " senin için başaracağım kızım.. geri geleceğim... " dedi.. bu sözlerden sonra oturdum olduğum yere.. annem de ameliyathanenin kapısının yüzüne kapanmasıyla birlikte bir süre orda kaldı öylece duruyordu.. yerimden kalktım.. başımı yukarı kaldırdım hem de gözyaşlarıma aldırmaksızın.. annemin yanına gittim.. elini tuttum ve : " üzülme sakın.. babam bana söz verdi.. mutlaka geri gelecek.. " dedim.. sonra annem bana sarılarak ağlamaya başladı.. tek söylediği yani gözyaşlarıyla ıslanmış dudaklarından dökülen tek kelime "biliyorum.. biliyorum.." oldu..
    teyzem beni yine anneannemin yanına bıraktı.. ve annemin yanına gitti.. ameliyathanenin kapısı açılana dek orada bekleyeceklerdi.. bense anneannemin yanında.. anneannemle birlikte yatıp uyuyacağımızı falan düşünüyorlardı ama hiç de öyle olmadı.. o gün ilk defa bir günün 24 saat olduğunu, gecenin yerini nasıl gündüze bıraktığını gördüğüm, gecelerin geçmek bilmediğini, beklemenin dünyanın en zor şeyi olduğunu anladığım gündü.. beklemekten de nefret ettim o gün işte.. hiç sevemedim bir daha beklemek fiilini.. o gün anlamıştım babamla aramızdaki o inanılmaz tılsımlı bağı.. birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi.. ve babamın bana verdiği sözleri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğini.. sabahın ilk ışıklarıyla hayatla ölüm arasındaki o ince çizgiye benim cılız sesimle tutunmayı başarmıştı babam..

    o gün çok şey öğrendim.. o günün üzerinden yıllar geçti.. ama tek bir detay bile hafızamdan hiç silinmedi.. hayat ilk kez o zaman vurmuştu beni ummadığım anda.. aslında hep biliyordum bazen Tanrı'nın yollarımızı ayırabileceğini.. hiç kimseye itiraf etmesem de o gece hırçın göz yaşlarım ve titrek kalbimle dua ettim usul usul.. " Allahım lütfen babamın verdiği sözü tutabilmesi için ona güç ver.. " şükürler olsun ki Tanrı dualarımı kabul etmişti.. ve babam beni yine yanıltmamıştı..
    8 ...