ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri
    961.
  1. duygularımı ayaklar altına almana, gururumu kırmana, kendime olan güvenimi hiç etmene gocunmadan istemli izin verdim. örülü duvarlarımı, kendi sınırlarımı hatta kapalı kapılarımı sen çalmadan sorgusuz, sualsiz açtım. fallarda çıkanın sen olduğuna inandım. ne sevdiğin belliydi, ne sevmediğin. umudumu tüketmeme izin vermedin. haydi bir cesaret kaybedeceğin bir şey yok dedim. kendimi gaza getirdim. her günün akşamında yanından geçip gittiğim köşeden o gün ileri adım atmadım. senin ayaklarının dibinde son buldu adımlarım. dikildim karşına, tokalaştık seninle büyülü bir an olmadı. kafamda kurduğum gibi olmadı belki ama elin elimdeydi. nasıl bir şaşkınlıktaysam elimi hemen çekmişim senden oysa ellerine dokunuyorken, gözlerimi de gözlerine dikecektim. gözbebeklerimde kendini değil aşkımı görecektin. öyle bir bulut saracaktı ki seni sen de aradığım o diyecektin bir tokalaşmayla hayallerime kavuşacaktım. ben o buluta girdim seni de çektim ama mızıkçılık yapmışsın, havada asılı kalmış da reddetmişsin bulutlara değmeyi yanımda olmamışsın. o günün gecesi inanmıştım ki yarın sabah ve göreceğimiz diğer sabahlar iki kişilik olacak sen ve ben ama birliktelik yazmamış bize kader ben ve o hiç bir zaman biz olamayacakmış. o gün hayatımın en cesur hamlesini o adımları atarak yaptım. sonunu düşünmeden ama göz yanılması olmalı ki falımdaki beyaz atlı prens değil, masallarda ki kötü kalpli adamdın. yüzüne hayranlıkla gözlerimi kaçırmadan bakabilmek, omuzuna değecek kadar yakın olmak, içimi sana dökmek için gözü kapalı girdiğim yolda çıkmaz sokağa soktun beni duvara çarptım. umduğumdan çok erken bitti yol, ben sana sonsuz yolculuklar vadederken, sen benim için on adımlık bir dönemeç seçmişsin. belki bunu bile gözardı ederdim. çıkış yolu göster yeter canın sağolsun derdim sana sevgiden aşkdan başka bir his duymaya zorlamaman için beni ama bu da yetmedi sana dilinle de kapanmaz yaralar açtın. çok şaşırttın tanımıyorum belki yeterince seni bilmem huyunu suyunu ama bu kadar çirkinleşebilmene ihtimal veremezdim. yuttum dediklerini, ben seni kırmayı göze alamadım. henüz tek bir güzel cümle kuramamışken nasıl olur da aşağılayıcı laflar ederim. yapmadım, yapamadım söz düellosunda da yenildim. gözünde yine yeniden küçüldüm. ama bu bir müsabaka değildi ki galibiyet mağlubiyet olsun. yenildiğim sen ol, bana koymaz. ama sen kupa kazanmışcasına büyük bir iş becermişcesine kabardın, daha da büyüdün. görmezden gelebilmek için seni büyük çabalar harcıyorum. anlayacağın hala yüksün bana. nefret etmem gerekiyor senden bazen de inandırıyorum kendimi başardığıma ama yolumda belirdiğinde anlıyorum ki yanılgıdayım, çığlık atmamak için ağzını ellerinle sımsıkı kapatıverirsin ya kalbim de aynı öyle heyecanımı aşağı çekiyor. yoksa hala hiç bir yüz güzel değil, senin yüzünden. aşkın en korunaklı yerde sana ihtiyaç duymadan bende yaşıyor, istemiyorum galiba salıvermeyi zamanı geldiğinde habersizce gitsin, yokladığımda arayıp bulamayayım istiyorum. unutmaya çabalamak tercihim değil. gururum senden öne geçti. incinmişlikler, kırılganlıklar geride kaldı. göz hapsinden çıkardım seni, serbestsin. adımlarımı duraksatan yüzünse göz kapaklarımda gizli, ben istemedim sen yüzünü yasakladın bana. kabulleniş zor da olsa uğruyor diretince yanına, yakınlarımda oldukça çıkartamayacağım içimden biliyorum seni. hiç de farkında olmayacaksın, yanlış mı yaptım acaba demiyeceksin biliyorum budalayım. biliyorum onca geçenlere rağmen hala sana yazı yazıyor olmak ahmaklık.
    8 ...