mikroplardan korunup hasta olmamak için steril bir laboratuvara kapanmak gibidir. hastalıklardan uzak ama bir o kadar da tatsız bir hayatı yaşamaktır. peki neden kaçar aşktan insan ?
aşktan kaçmanın en başlıca sebebi, daha önce yaşanan kötü bir tecrübedir genelde. biri çok sevmiştir, şarkıda dediği gibi biri o kadar çok sevmemiştir, dolayısıyla da birinin canı çok yanmıştır. bir daha böyle bir acı yaşamamak için aşka kapıyı kapatır.
günümüz dünyasında gittikçe artan bir sebep de hani ıssız adam filminde çoğumuzun taşşak geçtiği o bencillik. evet günümüz insanı bencillik sınırında bir özgürlük anlayışına sahip. artık kolay kolay kimse, kimse için kendi alışkanlıklarından, yaşantısından, özgürlüğünden vazgeçmek istemiyor. hem masallardaki, filmlerdeki gibi büyük aşklar yaşamak istiyoruz hem de bunun için hiç bir bedel ödemek istemiyoruz.
aşk istiyoruz, gelsin mutlu etsin ,uçursun bizi. ama bunları yaparken bizim rutinimize dokunmasın istiyoruz. alışkanlıklarımıza bulaşmasın, bizi değiştirmesin istiyoruz.
oysa ki aşk doğadaki belki de en değiştirici kavram. geldiği yeri, dokunduğu insanı bir başka hallere sokuyor. daha önce olmadığı bir insana çevirip, daha önce hiç yapmadığı şeyleri yaptırıyor. ve bir zaman sonra korkutuyor bizi bu. aşktan veya aşık olduğumuz insandan çok kendimizden korkuyoruz, geçirdiğimiz değişimden korkuyoruz.
ve gün geliyor bu korkuyla baş edemeyip yine o bildiğimiz insana, mutsuz ama güvenli,tanıdık insana dönüşmek için aşka da aşık olduğumuz insana da sırtımızı dönüp kaçıyoruz.