21 mart 2009 sivasspor beşiktaş maçı

entry87 galeri
    79.
  1. sivasspor'un daha iyi, daha etkili oynadığı ayrıca mustafa denizli'nin mükemmel(!) oyun anlayışı ile beşiktaş'ın beraberlikle ayrıldığı karşılaşmadır.

    arkadaş senin gücün kuvvetin orta saha olmalı bu maçta, rakibin fizik gücüyle oynayan bu yönünü ön plana çıkaran bir ekip, haftalardır iyi oynayan bir tandemin var toraman-sivok ikilisi sen böylesine kritik bir maçta bu uyumu bozup haftalardır oynamamış olan üstelik kritik maçlarda kritik hatalara imza atan zapo'yu koyuyorsun takıma. haftalardır başarılı olan defansını bir anlamda sabote ediyorsun. gol de zaten zapo'nun adam gibi müdahalede bulunmadığı bir pozisyonda rahatça ortalanan bir toptan geldi. keza ekrem'in defansif yönü zayıf al sana rakibin ataklarını kolayca yeme hastalığı. ernst-cisse ikilisi -cisse'yi genel olarak beğenmesem de- orta sahaya hükmediyorlar oynadıkları maçlarda sen bozuyorsun takımı.

    tamam tek forvetli sistem rakip kuvvetli dersin, orta alanı diri tutarsın anlarım, tek forvetli sistem oynayacaksan oynayacak tek adamın var, nobre! hiçbir şey yapmasa bile orta sahaya gelir top kapar, pas verir, rakibin defansını çakar yerine çıkarttırmaz. bobo popocuğunu kaldıramıyor.

    aklınca şöyle düşünüyor denizli, bobo, yusuf, tello ile 3'lü forvet oynuyor. beşiktaş'ın 1-0, 1-0 kazandığı pozisyonsuz maçlarından sonra da böyle diyordu "aslında biz 3'lü forvet oynuyoruz" bobo-nobre ikilisi varken dirençli ve hücumda çoğalan bir ekip haline geliyorsun şu maça bak, ne hücumda çoğalma var dahası ne de pres. sivaslı bir futbolcu 20-30 metre topla geliyor karşılayan adam yok, basan adam yok nitekim böyle bir pozisyonun sonucunda gol geldi. rakibe refakat etmek miydi taktiğin ha hoca?

    mevcut defans hattını korursun, koyarsın göbeğe ernst-cisse ikilisini tello solda, holosko sağda olur. hem orta sahan savaşan bir yapıda olur hem atağa kalktığında 4-5 kişi saldırma imkanın olur böyle kritik bir maçta. ernst yalnız kalınca şimdiye kadar olan üst düzey performansını bu maçta gösteremedi. delgado oyuna girdi, al gülüm ver gülüm futbolunun dışında bir şey yapmadı.

    ilk 8 takıma karşı galibiyetin yok, mağlup olduğun 2 derbi maçta da korkak bir takım sahaya sürüyorsun, rakiplerini korkutacak bir dizilişten ziyade "gelin ben sizi bekliyorum" diyorsun resmen.

    mustafa denizli kritik maçlarda gerçek rakipleriyle oynarken gerçek anlamda saçmalıyor ve bu maçta da bu saçmalıklarına aynen devam etti. maçı kazansak da eleştirirdim zira duran toplar dışında net pozisyon yok.

    ayrıca fenerbahçe maçında fantazi yapan bülent uygun'u da tebrik ediyoruz, bu futbol anlayışını fenerbahçe maçında oynasalardı mağlup olurlardı ancak ezilmezlerdi.

    hakemi not düşersem, mustafa kamil abitoğlu beğenmediğim hakemlerden, önceki entrylerimde de mevcuttur kendisi hakkındaki düşüncelerim. sivasspor fizik gücünü ön plana çıkaran ve faul yapmaktan çekinmeyen bir ekip, ilk yarıdaki çoğu pozisyon kartlıktı ancak elini cebine atamadı, bobo'ya ilk yarıda yapılan harekete faul yorumu bile yapmaması ilginçti. beşiktaş hızla atağa çıkarken yapılan faullerde avantaj kuralını uygulaması iyiydi ancak pozisyon durduğunda faul yapan adama sen nasıl kart çıkarmazsın? avantaja bıraktıktan sonra kart verme gerekliliğin sonlanmıyor ki? bir pozisyonda pozisyon kornerdi musa-delinho mücadelesinde ama gitti aut kararı verdi. ben penaltı verilsin demiyorum zira pozisyonda musa önce dokundu topa ve kornere gönderdi. arkadaş musa delinho'ya fiziki temasta bulunmuş ve delinho'yu bozmuş, hayır pozisyon korner değilse penaltı? nihayetinde musa topa dokunamamışsa top delinho'dan gitmişse musa'nın delinho'ya bir müdahalesi var karar penaltıdır o zaman, ha musa topa dokunduysa -ki doğru olan budur- karar korner olmalı? bu ne menem bir çelişki? gerçekten çok teknik bir hata. hakemin pozisyon bilgisinin ne kadar zayıf olduğunun göstergesidir bu pozisyon. penaltı versen dersin iyi süzememiş falan ama kardeşim sen bu kadar mı anlıyorsun futboldan? sana o düdüğü verenler seminerlerde öğretmiyorlar mı size bunu? futbolcu davranışından, topun gidiş yönünden, topun yere düşme şiddetinden falan pozisyonun nasıl tezahür ettiğini algılamanızı öğretmiyorlar mı?

    sonuç olarak mustafa denizli'nin iyi giden, mücadele eden, oyun oynayan takımı bozup yerine fantazi girişimlerinin aldığı bir karşılaşmadan daha puan kaybıyla ayrıldı beşiktaş, daha önce de fenerbahçe ve galatasaray maçlarında benzer fantazileri yapmıştı zat-ı şahaneleri. kafasında böyle maçlarda "mağlup olmayayım, nasıl olsa diğer maçları kazanırım" düşüncesi var ama ligde her takım her takımı yenebiliyor kocaelispor'a yenilme ihtimalin yok mu? ya bursaspor'a, ya eskişehirspor'a, ya haftaya kayserispor'a? diğer maçları kazanacağın garanti mi ki, böyle pısırık anlayışla oynuyorsun? üstelik fenerbahçe ve trabzonspor'un mağlup olduğu haftada, şu anda lider olan rakibini mağlup etmen durumunda mükemmel bir hafta geçirmiş olacaksın yani senin bu hafta "mağlup olmayalım yeter" gibi bir lüksün yok. bu maçı kazan rakibininin 2 puan üzerine çık en az 1 maç "bu maçta mağlup olmayalım yeter" lüksün doğar ama sen her şeyi elinle itiyorsun. garip, gerçekten çok garip. mustafa denizli'nin korkak ve anlamsız anlayışlarını belirttiğim gibi anlamsız olduğundan zaar ben anlayamıyorum arkadaş.

    bir de rüştü 85'ten sonra her pozisyonda yavaş hareket etti bir de petkoviç'e bakıyoruz adamın kanı kaynıyor hemen top atıyor falan. şampiyonluğu istemek bu mu yani, 1-1'e razı olmak?
    4 ...