ak parti yi elestirenlerin ideolojik tutsak olmasi

entry21 galeri
    11.
  1. ayrımcılık hissi yaratan durumdur.
    eleştiri ve muhalefet demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. bu iki kavramda ideolojik çerçeverde gelişebilir. kaldı ki ideolojik farlılıklar demokrasilerin olmazsa olmazlarıdır. dolayısıylşa tutsaklıktan kasıt şayet körü körüne bir bağlılıksa haklı olabilir.

    şimdi günümüz türkiyesindeki demokrasi anlayışını birlikte sorgulayalım. tarihsel bir süreci burada ifade etmeyeceğim zira bildiğiniz düşünüyorum. hadi o zaman son 30 yılı değerlendirelim. 12 eylül dewn sonraki süreçte demokrasi namına atılmış büyük adımları şöyle bir gözden geçirelim. var m ı? duyamadım. 12 eylül sonunda modern demokrasilerde olması gereken sosyal demokrasi nerede? 12 eylül den bu yana mecliste çoğunluğu sağlayan partiler neden hep muhafazakar partiler? 1990 yılından sonra emclisteki iktidarlar (ecevit koalisyonunu saymazsak) neden sağ koalisyonlar dönemi oldu?
    akp yi tek başına iktidara getiren süreç nasıl işledi?
    2002 kasım seçimlerinden sonra, emin olun bu ülkede görülmediği kadar bir barış dönemi yaşandı. herkes artık istikrarlı bir süreçi istiyordu, bunun için de elinden gelen gayreti gösterdiğine inanıyorum.

    fakat, önce afganistan, ardından ırak işgali ve iktidarın bu olayları bırakın buna tepki vermeyi adeta gönülden desteklediğini gördük. eleştirdik. ekonomide sıkıntıalrı giderecek tedbirler alındı (ki kimse inkar edemez, bir önceki hükümetin 2001 krizinden aldığı ders ve başlattığı süreçtir bu), iyi hoş dedik, ihracat gelirlerimiz arttı müthiş dedik am abir yandan da dış ticaret açığı tavan yaptı, eleştirdik. ekonomi bir ivme kazandı ama bunun kısa vadede bir sorun olmasa da uzun vadede sorun çıkaracağı söylendi şimdi o durumun içindeyiz. tl değer kazandı kişi başı milli gelirimiz arttı denildi sevinildi, ama eleştirildi. eleştirildi çünkü tüik rakamları inandırıcı değildi. zira bir hocamız bize istatistik rakamlarla yalan söyleme sanatıdır derdi bunu da gördük. şimdi onun detayına girmek istemiyorum. 7 yıllık iktidar döneminde bu ülkenin bir vatandaşı olarak hesap sorma hakkına sahibim fakat tutsak bir ideoloji de bunu yaptığımı kimse iddia edemez. bu neye benzer biliyor musun. eleştiri kaldıramayanlar diktatörliklerdir, faşist iktidarlardır, asıl ideolojik ttsaklık babında eleştirildiğini iddia etmek düpedüz faşistliktir. çünkü zaman bizi bu konuda yanıltmadı çünkü canlı örnekler her yerde. mziah dergilerine açılan davalar mı dersin, yoksa ampul tayyip diye slogan atan çocukların hapis yatmasını mı. 1 mart tezkeresinde sıhhiyede, 2006 lübnan tezkeresinde kızılayda on binler bu sloganı attı. ne oldu. on binlere güç yetmez ama çocuklara yeter.

    dış poloitikayı tartışmayacağım bile, ne kıbrız konusunda ne de ab konusunda develetin resmi politikası olmasına rağmen bir adım bile ileri gidilemedi. kıbrıs hala çıkmazda, ab ile görüşmeler ise tıkanma sürecinde, komşularla ilişkiler ise milli güvenliğimizi tehdit eden tavizlerden dolayı daha iyi durumda. eğer kastettiğin başarı ırakla ilgiliyse 1 milyon ıraklının kanı üzerinden kazanılan iyi ilişkileri kalbi olan hiçbir insan kabul edemez. uluslararası savaş suçlusu bir kiş ile iyi ilişkiler ise tecavüz edilen kız çocuklarını hatırlatırım. abd ile güçlü ilişkiler dersen süleymaniye de ki çuvalları hatırlatırım.
    sözün özü eleştirilmek ve bunu dinlemek eleştirmek kadar erdemlidir. halkı temsil ettiğini iddia eden kişiler ne olursa olsun bunu kaldırabilmeli. yoksa başbakanın dediği gibi orası yan gelip yatma yeri değil.

    not: yazım yanlışı nedeniyle taşınan bir başlıktan buraya yönlendirildi.
    4 ...