yaptıkları ortalama göztepe ya da karşıyaka taraftarının birbilerine sataşmak için yaptıklarından çok farklı değildir lakin akıllarını yaratıcılıkla bozan, "ne yapsak da basında yer etsek" kompleksine kapılan bu arkadaşlarda her yaptıklarını "vay süper, uvv çok yaratıcı" diye pohpohlama eğilimi vardır. bu eğilim öyle boyutlara gelmiştirki taraftarlığın ulvi amacı olan takımlarını desteklemek bu arkadaşlar için ikinci plana düşmüştür. yıllar yılı cobarde gallina ortega dışında doğru dürüst bir yaratıcılıklarını da görmedim. düzenin esiri olan, başarısızlıkta bile "bedava bilet alalım bize yeter" mantığıyla hareket ederek yönetimlere gereken tepkiyi veremeyen bu kitlenin yaptıkları takımlarını desteklemek değil bilakis takımlarına zarar vermektir bence. hatta şuan yıldırım demirören beşiktaş'ı babasının çiftliği gibi kullanıyor ve kimseden korkmuyorsa bunun en büyük sebebi yaratıcı beşiktaş taraftarıdır.
taraftarlık denilen olgu stadı doldurmanın, tezahürat yapmanın yanında takımına maksimum seviyede maddi destek vermektir. sadece bağırmayla, stad doldurmayla, pankart açmayla başarı gelseydi partizan her sene şampiyonlar ligi'ni kazanırdı.
taraftarlığın ölçütünü yaratıcılık ya da "mezar, ölüm" temalı besteler olarak gören bu arkadaşlara eski asbaşkanları celal kolot'un bir açıklamasını hatırlatmak isterim.
"taraftar profilimiz değişmeli. biz bjk store'da 5 milyon dolar ciro yapınca kutlama düzenliyoruz, fenerbahçe 25 milyon dolar ciro yapınca fenerium genel müdürünü kovuyor."