yıllar gecmiş ustunden. eski gunleri hatırlayabildigimi okula gitmek icin otobusu beklerken fark edebildim .
saat 9-10 civarıdır. sabahın 4 unden kalma kıs serinligini 6.30 dan itibaren yazın yakacak gunes ısıtmaya baslar. bu nedenle hafif bir serinlik, serin bir ruzgar, tatlı mesrep bir gunes ısıgı vardır. ince bir kıyafetle usutur, kalın bir kıyafetle terletir. 6 dan itibaren baslayan is kosturmacası, henuz ise gidebilmek seklindedir ve 9 ila 10 arası ise gidebilmek icin kosusturanların en yogun oldugu saattir. saat 11 oldugunsa bu kosturmaca tamamlanmıs, bu sefer de ogle yemegi icin insanlar kosusturmaya baslamıstır.
bir ya da iki gun onceden program hazırlanır. okuldan kayılacak saatler, derslerin gevsek oldugu zamanlardır. sınav sonrası stres atmak, ya da sınav oncesi biraz olsun rahatlamak bahanedir, ama guzel bahanelerdir. erken yasların urkekligi, sevdigine dokunmayı istedigini belli etmeyi engeller. ama bahane var elimizde, sınavlar. nefret edilen lise sınavları, en guzel bahane haline gelmiştir. iki-uc arkadas konusurlar, uygun gunu secerler ve sevgililerini haberdar ederler, sınavlarımız bitti hadi goruselim diyerek. tabi ki, illa bir kac arkadasın ve sevgililerinin de olması gerekmez. kalabalık var ise, coklu muhabbetin zevki de vardır.
bir, iki, ya da uc gun onceden mesajlasılmıstır. arkadaslardan birinin evi, sevgililerin zamanı guzel anlar icin uygundur. heyecan vaad eder. yetiskin biri icin sevismek sıradandır, ama bir liseli icin en buyuk olaydır; ve bu nedenle heyecan olması gerekenden cok daha fazladır. haftada belki 10 saat gorusulen sevgiliyle beraber, askın zevki iki ya da uc saat kadar yasanacaktır. ve bu 10 saat icinde en guzel 2 saat olacaktır. tenler sonuna kadar kesfedilecek, opucukler sıralanacak, kokular koklanacak, ve okul sonrası eve donem gereksinimi ile alınan zevk sonlacak, ama az yenen yemegin bıraktıgı aclık sonucunda yemegin cok lezzetli olması gibi bu sevisme de en guzel sevisme olacaktır.
bazen para vardır, bazen para yoktur. harclık sınırı bellidir. lise zamanlarındaki yeni ergenligin getirmiş oldugu ozentilikle, guzel bir icki alınır, bazen de sigara; para yetiyorsa eger. aslında ne alınacagı onceden planlansa da, isin gidisatı hic bir zaman bu plana uymaz. birileri parasız kalmıstır. bir sorun cıkmıstır, ya da yalan soyluyordur. daha once dedigim gibi, arkadaslar ve sevgilileri de olacak diye bir zorunluluk yok.
onceden biraz icilir, icki var ise eger. biraz ama. asırı kacan icki, kendini kaybeden biri demektir, guzel olmaz. odaya gecilir. bahane ile yine. ergenler urkektir, direk soylemezler, kucuk bir ask oyunuyla odaya gecerler, bir flort en iyisidir.
okul uniforması ustundeki ter kokusu, heyecanın getirdigi ter kokusu, banyo yapmamıslıgın getirdigi kokular, kendi tukurugunun kokusu, parfumun alkol sertligi, deodarantın ilginc kokusu, arzu sırasında vucudun ortaya cıkardıgı kokular, hepsi buyu gibidir, buyuk bir zevki tamamlar. yaslandıkca kaybolan seylerden birisi de budur, belki de okul uniformasının cagrıstırdıgı seksilik de buradan gelir. bu anların daha sonra bir daha yakalanmayacagı, o an akla gelmez. gelse belki daha guzel olur, belki daha kotu.
saatler gecer, hızlıca. insanlar once işe kosturmus, sonra ogle yemekleri icin kosturmus, sonra tekrar ise kosturmuslar bu sırada gunes yeri iyice ısıtmıs ve yerin ısınmasıyla okuldan cıkıs saatinin ve eve donus saatinin geldigi belli olmustur. ama bu saat gelene kadar bedenler seviserek birbirlerini doyurmus, ve yorgunluk nedeniyle sevismek yerine sarılmayı tercih etmeye baslamıslardır.
-cıkmalıyız artık.
lise zamanlarımda bu cumlenin en kotu cumle oldugunu dusunurdum. simdi fark ediyorum ki, aldıgım zevki kat be kat artıran bu cumlenin soylenecegini bilmekmiş. kırbac olurmus bana, dunyevi zevkin guzelligini daha cok fark etmemi saglarmıs. o zamanlar fark edememiştim bunu, simdi cok net gorebiliyorum. okul bitmiş gibi eve donmek stres yaratırdı, ama sevgiliden ayrılmak daha cok koyardı.
buraya bir kahkaha lazım. hahahahahaha. sevismenin ardından kucuk tartısmalar baslamıstı, biraz alkolun getirdigi rahatlıkla soyleniyordu sozler. beraber yatarken. kalkmak lazım. kalktık ama, cok zor kalktık. gidecegimizi duyunca tekrar basladık opusmeye, koklamaya, hissetmeye. kalkmamız lazım, ama san cok aşığım aşkım, gitme , ben de gitmeyeyim, hep burada, bu halimizle, sadece ikimiz, dudak dudaga kalalım. kavgayı unuttuk ve tekrar sevistik. sonra kalktık.
evden cıkarken, kavga iyice hissedilirdi. sevismenin getirdigi uyusukluk ve baglanma kalkmıs, yerine kızgınlıklar gelmişti. belki de, ayrılıyor olmanın kızgınlıgı sevgiliye yoneltilmişti. belki. ya da susulurdu. daha cok opusulurdu yolda, aldırmaksızın bakıslara. asıgız biz genciz, yasarız, opusuruz, size neeee, sizin dediklerinizi yapmaktansa sevgilimle surada beraber ölürüm. bunlar vardır insanın icinde.
simdi okuldan dönüyorum. yıllar once yasadıgım seyler aklımda. ve urkek liseli asıklara bakıyorum. na kadar da istekliler dokunmaya, ve korkuyorlar reddetilmekten dolayı. lise uniformasını ben de giymiştim. tutmustum elinden, opmustum, beklemistim mesajını 'askım evdeyim ben arasana'. konusurduk ne guzel gundu, seviyorum seni diyerek. hayal ediyorum onları birbirlerine dokunurken. asklarını, benim unutmus oldugum tatları, o tatları tekrar tekrar goruyorum. korkmayın lutfen, keyfinize bakın.
ve bir kac tane gazete alıyorum. artık lise bitti, ogrenecegim dunyayı. açıyorum bir yazarı. ve oyle bir yazmıs ki, dunyadaki en buyuk problem liselilerin sevismesi. sevismesinler istiyor, hissetmesinler istiyor, dokunmasınlar sevmesinler kurala baglı kalsınlaaaaar... istiyor bunları. ve benim en guzel, en mutlu, en harikulade anılarıma kufrediyor, onları lanetliyor, beni sucluyor.