sanılanın aksine bir ülkenin ulusal dili değil, bir ülkenin devletinin dili veya dilleridir.
dünyanın çeşitli ülkelerdinde (kanada, belçika gibi) birden fazla resmi dil vardır. resmi dil mefhumu o toplumdaki diğer dillerini konuşanların kamusal hizmet alabilmesinin önünde engel teşkil edemez. örneğin abd'de, ingiltere'de, latin amerika ülkelerinde, vb ülkelerde ana dili ingilizce, ispanyolca, vs olmayanlar kendi ana dillerinde kamusal hizmet alabilir. bu ülkeler resmi dili konuşmayan vatandaşlarına kendi dillerinde hizmet verecek personele (asıl ya da çevirmen) sahiptir.
türkiye'de anayasanın üçüncü maddesinde "turkiye devleti ulkesi ve milletiyle bolunmez bir butundur dili turkcedir" gibi bir ifade vardır örneğin. ama darbecilerin oluşturduğu bu "değiştirilemez madde" yeni anayasa taslağında "türkiye cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. resmî dili türkçedir" şeklinde ifade bulmuştur.
bunun nedeni anayasanın üçüncü maddesinin bariz bir şekilde ülkenin, yani toplumun da resmi bir dili olabileceği gibi absürd bir temel üzerinde yükselmektedir.
sözün özü, resmi dil devletin dillerini tanımlarken, halkın dillerine karışmaz. "resmi dil"in "evrensel" tanımı şimdilik budur, türkiye'deki tanımıysa halka tek bir dili dayatmaktadır ve çelişiktir. bu çelişki nedeniyledir ki yeni bir anayasada değiştirilecektir.
