bu çaylaklık ve siliklik müessesesi ile ilgili ciddi sorunların hâlen varlığını sürdürdüğünü göstermiş yazar.
ilk çaylaklık dönemi alparslan türkeş'le ilgili yazdıklarıyla ilişkilendiriliyor. eğer bahsedilen şekilde yazdıysa çaylaklığı ile ilgili bir sorun yok, lâkin küfür işini meslek haline getirmiş insanların maruz bırakılmadığı bir uygulama görmüş ve 20 gün çaylak olmuştur. sistematik küfür eden ve yazdığı hiçbir şeyde bilgi birikiminden eser bulunmayan ırkçı zevat arkasından göbek atıyor, mahrum olacak düşünsel kapasiteden yoksun olmaktan kaynaklansa gerek bu mutluluk hâli.
bu durum, kimileri için sığlığın biyolojik bir şey değil, seçimle ilgili bir durum olduğunu ortaya koyuyor.
burayı birikimleri ile ayakta tutan yazar sayısı oldukça az. bu entelektüel bir kıyım arzusu değil, sadece hiçbir düşünsel kaygısı olmayan insanların rahatlıkla ifade serbestisi bulabildiği bir ortamda az çok bir şeyler okumuş ve karalama kapasitesi olan insanların sözlükten uzaklaştırılması kime ceza vermektir, bu iyice irdelenmeli.
"geri dönecektir, göstermelik, fasa fiso" tayfasının "karşıt fikir"den birinin her gidişinde sazı eline alıp peşrev çekmesi de olayın tamamen ayrı bir boyutu.
elbette gelecek, elbette gitmeyecek, elbette geri dönecek. bunu ister ya da istemez, lâkin elbette bu yönde bir talep olacak, çünkü kimse sizin sunduğunuz fikirsel çoraklıkla yoğrulmuş distopyaya mahkûm değil. hayatının herhangi bir vechesinde olmadığı gibi, burada da.
