yazılı yaptıktan sonraki gün aynı sınıftan her öğrencinin farklı zamanlarda öğretmenler odasından sadece kafasını uzatarak, koridorda sizi yakalamaya çalışarak "hocam yazılıları okudunuz mu?" diye sormaları. sanki bizim hayattaki tek derdimiz aynı gün yazılıları okumak başka işimiz gücümüz yok okuldan sonra bir yaşantımız yok. bazen hayalimde şöyle bir sahne beliriyor:
" derslerimize girmiş, yazılılarımızı yapmışız.dersler bittikten sonra oturmuş kağıtlarımızı okumuş, not defterlerine geçmişiz. diğer yapılması gereken ıvır zıvır evrak işlerini tamamlamışız. bu arada hiç konuşmamış hiç acıkmamış hiç tuvalete gitmemişiz. sonra okul müdürü gelmiş elindeki kumandaya basmış ve biz bir anda donmuşuz. sonra hepimizi alıp bir dolaba kapatmış. ertesi sabah gelip bizi gıcırdamayalım diye yağlamış ve elindeki kumandaya basıp çalıştırmış derslerimize yollamış. tanrım robotmuşuz meğer"