gönül çalamazsan aşkın sazını
ne perdeye dokun ne teli incit
çalamıyorsun , bilmiyorsun , korkuyosun parmakların incinir diye vazgeçiyosun . perdeye dokundun teli de sazı da incittin .
eğer çekemezsen gülün nazını
ne dikene dokun ne gülü incit
çekemiyosun , dikene dokundun , gülü incittin.
bülbülü dinle ki gelesin coşa
karganın namesi gider mi hoşa
meyvesiz ağacı sallama boşa
ne yaprağını dök ne dalı incit
meyvem yok , yaprağımı döktün , dalımı incittin.
bekle dost kapısın sadık dost isen
gönüller tamir et ehli dil isen
sevda sahrasında mecnun değilsen
ne leyla'yı çağır ne çölü incit
mecnun değilsin , leylayı da çölü de incittin. Sen aşkı incittin. Suçlusun. kuş'a .....
kuş'tan:
incittim. Bilmez değilim. Utanıyorum da.
Gülün güllüğünü de bildim, dikenini de...
Ama bilemedim,
Gül bilir mi benim bülbüllüğümü?
Bileydim; Leylanın ne yöne baktığını, böyle olur muydu?
Böyle mi olurdu, sevda sahrasını başka yönde bilmeseydi Leyla? Doğuya bakarken batıdan gelenin gelmesini ne etsindi Leyla? Bilemedim?
Ben cennette zannetmesem kendimi, meyvesiz ağacın meyvesine uzanır mıyım? Meyvesiz ağaç yok zannetmesem, uzanır mıyım? Ama bilemedim ki;
Tohumu toprağa düşmeyen ağaç ne etsin toprağı?
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez. Bunu bilmeyen gül olur mu?
Feryat figan kendi sesiyle öldürsün mü bülbül kendini? Gülün zalimi olur mu bu kadar? Kendini dikeni zanneden gül olur mu hiç? Anlatma kendini, kendini Mecnundan sor.
Affet beni, yaşattığım her kötü an için.
4 yıl sonra gelen edit ;
çalamadın , viran eyledin , gittin .....