beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
gitgide azaliyor manolya agaçlari
ve parklarda öpüsmüyor artik asiklar
yaralilari almamak için sürücüler
hizla geçiyorlar kaza yerinden
gerçegi savunan sesler zayifliyor
kendi harflerine dökülüyor aydinlar
beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
içlerine çöküyor inandigim bütün insanlar
çiçek adlari verilmiyor artik sokaklara
devrim sarkilarini çoktan unuttu meydanlar
yüregin yagmura karistigi yerde
içimi acitan ne çok sey var
beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
elmalar düsmüyor newton'un kafasina
"buldum" diye bagirarak hamamdan firlamiyor arsimed
yetmezmis gibi
kentin bogazina takiliyor nükleer atik yüklü gemiler
itfaiyecilerin evleri yaniyor
yorganlarini ayiriyor birlikte yatanlar
beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
gözlerini gözlerimden kaçirarak konusuyor insanlar
sahipleri adreslerinde bulunamadigi için
postacilar ask mektuplarini çöpe atiyor
su içmeye indiginde gece
katiller beyaz atlara biniyor
bagiran arabalara sarhoslar
beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
karagöz'le hacivat'i sarkici saniyor çocuklar
martilar çöplüklerde yiyecek ariyor
otobüslerde yalniz kadinlarin agladigi oluyor
herkesi kursunluyor kizgin adamlar
içi sikildiginda avazi çiktigi kadar bagiramiyor insan
kapali pencerelerden bile
beni bu kentten götür diyorsun
çünkü burada
burada
âsik olamiyorum
ister inan ister inanma