Hiçbir zaman hiç kimseye ilk bakıştan aşık olmadım. ilk izlenime de inanmıyorum, insanın hem dış görünüşü, hem de karakteri zamanla değişebilir. Normalde insanlar ''flört => sevgili'' diye yakınlaşır, ama birinin benimle direkt flört etmesi taciz olarak algılıyorum. Flörtle başlayan insanların açlığını hissediyorum belki de ve ısınmıyorum bile, onlara karşı bağışıklık sistemim sonsuz.
''Ama dış görünüşünü beğendiysen hoşlanmışsındır'' - Dış görünüşü beğenmem hemen flört etmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Beğendiysem her şeyden önce o kişiyi uzaktan incelerim, beğenmezsem konuşmam ve aynı zamanda o kişiyi boşuna rahatsız etmemiş olurum. Beğendiysem entellektüel bağ kurmak isterim. Konuşma tarzına bakarım, ilgi alanlarımız kesişiyor mu, onunla düzenli ve devamlı konuşabilecek miyiz, bu aşamada ne romantik, ne de cinsel çekim hissederim.
Başta sadece entellektüel çekim hissettiğim için de arkadaşlıkla başlarım. Ama arkadaş olduğum kişiden hoşlanma potansiyelim var. Normalde insanlar tanıştıktan bir hafta sonra karşıdakini ''flört'' / ''kanka'' diye sınıflandırır, bende süreç böyle işlemez, ikisi benim için aynı merdivenin basamaklarıdır. Yani arkadaş olmak benim için bir basamaktır. Hani denklemleri çözmeden önce rakamları-sayıları öğrenirsin, bu da onun gibi bir şey.
Uzun süre konuşuyorsak ve bana herhangi bir baskı kurulmuyorsa o kişiyi zamanla rüyalarımda görmeye başlıyorum (yanlış anlaşılmasın, 18+ rüyalar değil, bazen normal, bazen romantik rüyalar), yani bir şekilde senkronize oluyoruz. Özlüyorsam, o kişi mesaj atınca mutlu ve heyecanlı oluyorsam, ses tonunu beğeniyorsam, hoşlanıyorumdur, ama bu ilk izlenim değil işte, aylar, hatta seneler boyunca biriken küçük izlenimlerin bütünü. Mesafe fark etmiyor, yoksa bu mantıkla komşularımdan hoşlanmalıyım.
Cinsel çekimine gelince, bunun habercisi kıskançlıktır. Önce duygusal olarak kıskanırım: ''Sadece benimle (aile, arkadaşlar, patronlar, hocalar, iş arkadaşları, uzak akrabaları saymıyorum) konuşsun'', ''hiç bitmesin'', ''başka kız gelmesin'' diye başlar, ''ben onu komple istiyorum'' diye gider. 5 kez gördüğüm birini kıskanmam. 2 ay tanıdığımı kıskanmam. Arkadaşımı kıskanmam. Flörtümü bile (yeni-yeni hoşlanmaya başladıysam) fazla kıskanmam.
Ama hoşlanmam sönmüyorsa, hatta ben kendimi kontrol etmezsem onu sevgili olmadan önce seveceğimi ya da aşık olacağımı hissediyorsam, yani duygularımı reddedilmemek veya baskıcı (''bu benle yarın evlenmek istiyor, beklentileri var, en iyisi kaçayım'') izlenimi vermemek için kontrol ediyorsam (diyet gibi), bu demek oluyor ki aşık olmasam da ileri derecede bir hoşlanma hissediyorum (sklama göre 80-90 arası), s-shipe karşı olsam da 80-90'da bütün çekimler hissedilir.