bak biliyorum, şimdi vıdı vıdı yapacaksın hatta "aa sende bir yumurtayı iki elle kıranlardansın" diyeceksin, ama manasız, ben bu yumurtayı sana kırdım!
ya samimi bi adamım ben, hemen acıkırım, çabuk yerim mesela, yemeğe ikinci hitabım "yatmadan yerim seni"dir mutlaka.
severim beslenmeyi, çünkü ben oburum, öyle işte iştahım kabarıktır mesela. of 2 tane buzdolabım var, ikisi de ağzına kadar dolu ve hepsini tüketeceğim. hepsi de besinlerden arkadaşlarım. ama dostum bu kadar çok değil, zaten dost olması için beni cezbetmesi lazım. ama beni cezbetmek de zordur. mesela ben kendi kendimi cezbedemem o derece. biliyorum, obur bir adamım gerçekten oburum...
dostum azdır benim dedim. herkesi hapur hupur yemem, açmam midemi bağırsağımı kolay kolay. mesela benim hiç sığır dostum yoktur. günde sekiz ekmek yiyerek kırdığım rekorlarımı bilen yoktur mesela. sevmem çünkü. aç adam değilim de, öyle olm işte farklıyız biz. ben ve midem. ha neden mal gibi kendimi anlattım ona da geleyim. sen sucuk, kendimi anlatmamın sebebi sensin. gülme bıyık altından pezevenk dinle önce. sen şu dünyada tanıdığım sayılı ama cidden sayılı leziz besinden birisin. ve ben, bir oturuşta bir öküzü yiyebilen ben, senin lezzetine canı gönülden inanıyorum. ellerimdesin sucuk uğraşma. ben senden çok şey öğrendim, çok şey gördüm, çok şey yaşattın bana, var ol, sağ ol, canımsın.
aşağı yukarı 1 yıldan fazladır yumurtayı kıramadım üstüne sucuk. hani böyle sık sık görüşmesekte hayatımdasın, aklımdasın. zaten belki seni bu kadar çok sevmemin nedeni bu, biz senle çok sık görüşmüyoruz sucuk. ama görüşüncede 40 yıllık dost gibi oluyoruz. bak sucuk ben bu lezzeti herkeste yakalayamadım. ben yumurtalı haline açım, tatlı muhabbete açım. anlıyor musun? ben bu dünyaya aşk meşk yapmaya gelmedim, benden bir tane daha olmayacak bunu da biliyorum. öyle sucuk çok iyi anlaştık biz seninle, sen hiç kırmadın beni ama ben hep yumurta kırdım üzerine. hiç bir zaman suratını buruşturmadın bana, çok değerli anılarım oldu seninle. az ama çok çok değerli. hele o malum kahvaltı aklımı başımdan alır. ben hiç bu kadar mutlu olmadım lan! bana çok şey bahşettin çok sağol sucuk, çok var ol!
sucuk,
ye beni diyorsun,
yumurta kırdır üzerine, kırma beni hadi...
kırdır, yalvarırım...
sucuk,
içime gireceksin unutma...
umarım bir şeyin yoktur sucuk, umarım kaliten normaldir. umarım her şeyin güzeldir, dua edicem. bu defa kendimi aşıp tavayla aramda ki samimiyet perdesini kaldırmaya çalışacam. ilk defa, sırf senin için! senin için, canın yanmasın diye çiğ çiğ yiyeceğim seni sucuk! iyisin sen sucuk, yenmeyi hak ediyorsun, senden çok alacağı var bu kahpe midenin. küflü değilsin, bozma moralini. dinle burayı, öküz gibisin, ayı gibisin, gül sucuk! kocaman götün, cüssende küçücük kalbin var! tse'ye git. bak kendine, hiç mi değerim yok ?
bozuk değilsin sucuk. sucuk hayatında olur böyle dönemler ben bunu yargılayamam. ama olur işte, bak hem bana da oldu, midemin cümle yerinde öküzgözü büyüklüğünde benler çıktı, öküzgözü dedim. bilirim seversin yanında şarabı. çok korktum sucuk, çok doktora gittim. kimseye anlatmadım. anama, babama bile... test, bir daha test, bir daha test, bir daha test, çok parça aldılar midemden çok! içimden de çok parça gitti sucuk, parça parça ölüyordum sanki ne kadar acı. üzüldüm, ben hiç ağlamadım ama üzüldüm. kendime de ağlamadım, üzüldüm. öyle işte geçip gidene üzüldüm. zor bi dönemdi. seni özledim sucuk, kendimle başbaşa kalmak istemedim. insanlardan kaçtım, kendime randevu verdim seninle buluşmak için...
geçti sucuk, kötü geçti ama geçti. beni salladı da geçti. içimden aldıkları parçaları anlatmış mıydım? gittiğim bölümde hep ölümü bekleyen hastalar vardı. çoğu kanser, çoğu ölümü bekliyor. ama ben hep seni bekledim. ölmedim, geçti. yırttım kefeni sucuk. bak güzel günler geldi yaşıyorum, gülüyorum, yine hiper aktifim, yine aşk yoktur diye anırıyorum, kafa tutuyorum kolestrole. tabularına, hayatlarına... iyi oldum sucuk, karacigerde ufacıcık bir rahatsızlığım varmış. önemsiz sucuk düzeldim, yeniden doğdum desem ağır olur ama gidip geldim. geldim sucuk!
ben sıradan bir insan değilim sucuk, sıradanlık benim içimde değil. anlıyor musun beni? gevrek gevrek pişme işte, kasılıyorum bunu anlatırken. büyük acılar çektim sucuk, başka çaresi yok. büyük acılar yaşadım ki daha verimli olalım, daha çok tadalım. yiyişelim, yiyişelim, yiyişelim... içimizde bir ateş, bir yangın olmalı sucuk, biz sıradan değiliz. diğerlerine nispeten daha leziz olmalı soframız, daha çok yemeliyiz ki bunların geri dönüşünü de daha fazla yapalım. anla işte sucuk, yorma beni. sıçalım diyorum.
sana da bir ufak yoklama çekiyorum, bir şeyin yok. bozuk değilsin sucuk, sadece bir yangın, sadece bir yürek dağlanması... normal olacak o kadar. sınanıyorsun. yenilme, ezilme, mideye indirilme vs.. hani hep o ışıl ışıl olan burnumla bir daha koklayacağım seni. metin ol sucuk, mutlu ol, neşeli ol, umutlu ol... sen çok iyisin, hiç bir şeyin yok.
yeter sucuk bu kadar, bir şeyin yok senin. yat şimdi tavaya. yatsana lan hadi. pişmeye devam.
karşılıklı rakı balık yapmadan, o taş plakları dinlemeden hiç bir şey olmayacak.
hem daha benim mideme ineceksin,
ben seni çok seviyorum sucuk,
seni çok seviyorum sucuk,
çok seviyorum sucuk,
seviyorum sucuk,
sucuk,
sucuk,
sucuk,
yapma!
sucuk,
sucuk,
sucuk, canımsın, gözümsün,
sucuk,
suuuuu - cuk,
kaçma lan!