son donemde euro ncap testlerinde 4 yildiz almasiyla gundeme gelen otomobiller. fransizlar, diger ulkelerin otomotivlerine gore kaportayi kasitli olarak daha ince yapan bir anlayisa sahiptir. yani on kismin akordeon seklinde buzusup, darbeyi sasiye ve yolcu kabinine aktarmadan kaportada emme felsefesini benimsemislerdir (bunu ekonomikten d segmentine her modelde gorursunuz), boylece kabin icindeki kisinin daha az hasar alacagini savunurlar. ne kadar dogru bilmiyorum ama (megane ii ve laguna'larla euro ncap'ten ilk 5 yildiz alan marka olma unvanini bu guvenli kabin anlayisi sayesinde aldilar), bu anlayislari hala devam ediyor, lakin bu anlayis son donemdeki euro ncap testlerinde kendileri acisinden pek olumlu bir algi yaratmiyor olmali. fransiz arabalarinin turk milleti nezdinde "teneke" olarak gorulmesi (turkiye'deki algi “kaporta sağlam = araba sağlam” uzerine), aslinda onlarin kendilerine ozgu guvenlik anlayislariyla ilgilidir. kaporta yapilari nedeniyle ufak kazalarda bile perte cikabilirler, dolayisiyla bizim milletin otomobil anlayisiyla uyumlu degildir. fransizlar garip bir millet, "ben yapiyorsam dogrudur" anlayislari oldugu icin her seyi dunyadan farkli yapmakta diretiyorlar. fransizlar bu felsefeyi 70'lerden itibaren uygulamaya basladilar (hatta bu, 90'larda abd pazarindan cikma sebeplerinden yalnizca biri olarak gorulur. abd'nin federal guvenlik duzenlemelerine uyum saglayamadilar), dolayisiyla sutunlarinda korozyon baslayan cok eski fransiz arabalarina dikkat etmek lazim, city car mantigiyla kullanmak lazim.
almanlarin yaklasimi ise fransizlarin tam tersi. kaza durumunda arac govde butunlugunu olabildigince korurken kabin icindeki kisinin de saglam kalması felsefesini benimsemistir.