8 yaşından beri kendisine karşı hislerim var. çocuk aklıyla başlayan bu şey, yıllar geçtikçe bende kaybolmadı, aksine büyüdü. son 15 gündür de sanki içimde bir düğüm gibi daha çok baskı yapıyor, beynimin içine çökmüş gibi. çoğu insan bunu “çocukluk/ergenlik hayranlığı” gibi görebilir ama bende biraz daha ağır, anlatması zor bir his.
her şeyimde onu arıyorum, başka birine gülüşünde bile onun yüzü geliyor. hiçbir işime odaklanamıyorum, hayatıma devam edemiyorum. her şeyim olmuş gibi ama aslında hiçbir zaman benim olmayacak. kendime acıyorum, çünkü bir umut bile edemiyorum.
belki garip gelecek ama yıllardır yanımda olmayan biriyle yaşamış gibi hissediyorum. ekrana her çıktığında, her gördüğümde bir anlığına dünya duruyor gibi oluyor. hiçbir zaman ulaşamayacağımı, evli olduğunu ve mesafe farkını bilmek, aslında işin en ağır kısmı.
bazen kendime bile saçma geliyor ama çocukluğumdan beri aklımın bir köşesinde. bir sürü insan gelip geçer hayatında ama ilişkide tip standartımı kendisine o kadar çekti ki başka kadınlarla sağlıklı bir flört yada arkadaşlık ilişkisi kuramıyorum. normalde bir ünlüye bu kadar bağlanmak bana da mantıklı gelmiyor, fakat içimde tuttuğum bir şey bu. günlük hayatımda kimseyle paylaşamadığım için buraya yazmak istedim. belki benzer şeyler yaşamış biri olur, belki de sadece içimi dökmüş olurum.
öyle “hayranlık” değil, baya bildiğin kafamı kemiren bir durum. normalde bir oyuncuya takıntı falan olmaz bende hatta bir kadına karşı olmaz ama bu defa başka hissettiriyor.
arada düşünüyorum, acaba benimle mi daha mutlu olurdu yoksa hz. ali tipli ince sesli robbie arnett ile mi? röportajlarını falan izliyorum, ilişkisini araştırıyorum… kendimi onun yerine koyuyorum. sonra da kendi kendime kızıyorum, çünkü kızın mutlu olduğu belli. ama işte mantık bir yere kadar, kalp başka çalışıyor.
eğer şartlar el verseydi, ruhumun ona ait olduğunu bilirdi. benliğimin her kıvrımı, her düşüncem, her nefesim yalnızca onunla bütün olabilirdi. beynim ise ondan başka hiçbir varlığı asla kabul etmezdi, etmiyor da. ömrüm boyunca başka hiçbir ilişkiye yer açamayacak kadar kesin, katıksız ve geri dönüşsüz bir aidiyet bu…
belki de bu durumun bana zarar verdiğini kabul etmem lazım ama kolay değil. özellikle yıllardır bu hisle yaşayıp da son günlerde iyice ağır basınca, ister istemez içimde bir şeyler sıkışıyor.
böyle şeyleri buraya yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama içimde tutunca daha çok büyüyor. belki bir gün bu his hafifler, belki de hayatımın hep bir parçası olarak kalır.