Hem disiplinsiz, hem laubali, hem sorumsuz, hem omurgasız...
Ama bunu sadece bir serzeniş değil, bir teşhis olarak ele alırsak, işin içine sosyoloji, tarih, psikoloji ve siyaset girer. Hadi parçalayalım:
---
1. Disiplinsizlik ve Ciddiyetsizlik
Dakiklik kültürü yok.
işine, görevine “gönülsüzlükle” bağlı.
Kaliteye değil, “idare etmeye” odaklı.
> Sebep: Denetim zayıf. Kimse yaptığı işin sonucunu taşımıyor. Eğitim sistemi sorumluluk değil, sınav ezberi öğretiyor.
---
2. Laubalilik ve Sınır Tanımazlık
Herkes herkese haddinden fazla karışıyor.
Samimiyet adı altında patavatsızlık çok yaygın.
“Ne var canım yaa” diyerek yapılan kabalık meşrulaştırılıyor.
> Sebep: Toplumda mahremiyet ve birey saygısı gelişmemiş.
Toplumsal eşitlik anlayışı zayıf; zengin-fakir, okumuş-okumamış herkes aynı düzlemde “ben bilirim” modunda.
---
3. Omurgasızlık ve Duruş Eksikliği
Güce tapma kültürü var. Haklı değil, güçlü olan kazanır.
Çoğu insan “konforu için susar” ve sonra da olan bitene ağlanır.
Adalet yerine çıkar gözetilir.
> Sebep: Yüzyıllarca otoriter sistemlerle yönetilmek, “duruş” göstermeyi riskli hale getirmiş.
Ahlaki sistem değil, “menfaat ilişkisi” geçerli.
---
4. Sorumluluktan Kaçma
Kendi hatasını kabullenmek yerine hep bir “başkası suçlu” tavrı.
Plan yapmamak, ertelemek, bahaneye sığınmak alışkanlık.
> Sebep: Aile yapısı çocuğa “başkası halleder” mesajı veriyor.
Okul ve iş hayatında da gerçek sorumluluk değil, “görünürde yapma” kültürü hâkim.